Ankara Sağlık Bilimleri Dergisi
Permanent URI for this community
Browse
Browsing Ankara Sağlık Bilimleri Dergisi by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 219
Results Per Page
Sort Options
Item Kadınlara yönelik tutum ölçeği - kısa sürümünün Türkçe’ye uyarlama çalışması(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Ertuğrul, Fatma Gül; Duyan, Veli; Sağlık Bilimleri FakültesiAmaç: Spence, Helmrich ve Stapp (1978) tarafından geliştirilmiş olan Kadınlara Yönelik Tutum Ölçeği - Kısa Sürümünün (Attitudes Towards Women Scale – Short Version) kadınlarla iletişim içinde olan, onlara bakım ve hizmet veren meslek elemanları (sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, psikolojik danışmanlar vb.) için uyarlamasını yapmaktır. Yöntem: Kadınlara Yönelik Tutum Ölçeği, Türkçe formu, yaşları 18 ile 53 arasında değişen (ort=33,76; ss=8,43) 119'u kadın ve 24'ü erkek olmak üzere birinci ve ikinci basamak sağlık kuruluşlarında çalışan doktor, psikolog, sosyal hizmet uzmanı ve ebe/hemşire meslek elemanlarından oluşan 143 sağlık personeli üzerinde uygulanarak güvenirliği ve geçerliği belirlenmeye çalışılmıştır. Bulgular: Ölçeğin güvenirliği için testtekrar test yöntemi kullanılmış ve ölçeği oluşturan maddelerin iç tutarlılığını veren Cronbach Alpha Katsayısı hesaplanmıştır. SPSS 11.5 ile maddelerin içtutarlılık katsayısı 0.887 olarak belirlenmiştir. Test-tekrar test yöntemi ve içtutarlılık katsayısının her ikisi de yüksek bulunmuş ve bu nedenle Kadınlara Yönelik Tutum Ölçeği’nin güvenilir olduğu kabul edilmiştir. Geçerlilik ölçümü için ise dil geçerliliği ve yapı geçerliliğinde faktör analizi yapılmış olup özdeğerleri 1.00’ın üzerinde bir bileşenin olduğu görülmüştür. Bu bulgu ölçeğin tek boyutlu orijinal formuyla uyumlu olduğunu göstermektedir. Sonuç: Kadınlara Yönelik Tutum Ölçeği’ni oluşturan maddelerin istendik özelliklerde olması, ölçeğin güvenirliğinin ve geçerliğinin yüksek olması, bu ölçeğin Türkiye’de yaşayan bireylerin kadınlara yönelik tutumlarını belirlemede kullanılabileceğini göstermektedir. Ölçeğin bu özelliklerinin orijinal haliyle benzerlik göstermesi, Türkçe formunun Türkiye’de de kullanılabileceğini göstermektedir.Item Ebelik öğrencilerinin fetal istismar ile ilgili görüşleri(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Çalbayram, Nazan Çakırer; Sezer, Neslihan Yılmaz; Gönenç, İlknur Münevver; Sağlık Bilimleri FakültesiAmaç: Çalışma ebelik öğrencilerinin fetal istismar ile ilgili görüşlerini belirlemek amacıyla nitel araştırma tekniği kullanılarak yapılmıştır. Yöntem: Bu araştırmanın evrenini Ankara’da bulunan bir üniversitenin ebelik bölümü 3. sınıf öğrencileri, örneklemini ise bu grup içerisinden rastgele seçilen 41 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın yapılabilmesi için ilgili üniversitenin dekanlığından yazılı izin ve katılımcılardan sözel izin alınmıştır. Öğrencilerin fetal istismar ile ilgili görüşlerini belirlemek için kompozisyon yazdırılmıştır. Veriler tekrar etmeye başladığında çalışma sonlandırılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde, içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Bulgular: Yazılan kompozisyonlarda fetal istismara yönelik görüşler analiz edilmiş ve görüşmelerden elde edilen veriler 3 ana tema altında toplanmıştır. Birinci tema: Anne kaynaklı fetal istismar olarak belirlenmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin tamamına yakını, gebenin sigara, alkol ve madde kullanmasının fetal istismara neden olacağını ifade etmişlerdir. İkinci Tema: Anne kaynaklı olmayan fetal istismar. Araştırmaya katılan öğrencilerin yarıdan fazlası gebenin sözel, cinsel ve fiziksel şiddete maruz kalmasının fetal istismara neden olacağını ifade etmişlerdir. Üçüncü Tema: Anne ve diğer kişilerden kaynaklı fetal istismar. Öğrenciler annenin, babanın veya ailenin rızasıyla yapılan kürtajın fetal istismara sebep olacağını belirtmişlerdir. Sonuç: Öğrencilerin fetal istismar konusuna ilişkin farkındalıklarının olduğu belirlenmiştir. Gebelere birebir bakım veren ebelerin bu konudaki farkındalıkları fetal istismarın belirlenmesi, önlenmesi ve olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması açıdan önemlidir.Item İnfantil Tibia Vara’da ortezlemenin tibiofemoral açı üzerine etkisi(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Güven, Enver; Çıtaker, Sayit; Alsancak, Serap; Sağlık Bilimleri FakültesiAmaç: Çalışmanın amacı infantil tibia vara’da ortezlemenin erken dönemde tibiofemoral açı üzerine etkisini incelemektir. Yöntem: Çalışmaya yaşları 23-32 ay arasında, 9’u kız, 5’i erkek toplam 14 birey alındı. Bireylerin tibio femoral açıları universal gonyometre ile ortezleme öncesi ve ortezlemeden 3 ay sonra değerlendirildi. Bulgular ve Sonuç: Ortezleme öncesi bireylerin tibiofemoral açı ortalaması 14,36 ± 5,20 derece olarak ölçüldü. Ortezleme sonrası tibiofemoral açı ortalaması ise 7,28 ± 2,68 derece olarak belirlendi. Ortezleme sonrası tibiofemoral açının ortezleme öncesine göre anlamlı derecede azaldığı tespit edildi (p<0,05). İnfantil tibia vara’lı bireylerde ortezleme erken dönemde tibiofemoral açıyı azaltmada etkili olabilir. Gelecekte; daha büyük örnekleme sahip, kontrol grubunun dahil edildiği ve uzun dönem takipli çalışmalar planlanabilir.Item Türkiye’de beş yaş altı çocuklarda ishalin yaygınlığı ve temel özelliklere göre dağılımı(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Şantaş, Fatih; Spor Bilimleri FakültesiAmaç: İshal, beş yaş altı çocuklarda ölümün en önemli nedenleri arasındadır. Bu araştırma, beş yaş altı çocuklarda ishalin yaygınlığı ve ishalin yaygınlığının çocukların özelliklerine (yaş, cinsiyet, hane refahı vb.) göre nasıl dağıldığının belirlenmesini amaçlamaktadır. Yöntem: Araştırmada, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından 5 yılda bir yapılan “Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması” verileri kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini 15-49 yaş aralığında en az bir kez evlenmiş kadınlar oluşturmaktadır. Verilerin analizinde lojistik regresyon analizinden yararlanılmıştır. Bulgular: Bu çalışma sonucunda Türkiye’de beş yaş altı çocuklarda ishalin yaygınlığının değişim gösterdiği ve çeşitli sosyo-demografik ve sosyo-ekonomik değişkenlerde yaygınlığının farklılaştığı belirlenmiştir.1993 döneminde %27,7 olan ishalin yaygınlığının, 1998 döneminde %32,5’e yükseldiği ve 2008 döneminde %20’ye düştüğü belirlenmiştir. Ayrıca ishalin yaygınlığının çocukların temel özelliklerine (yaş, cinsiyet, hane refahı vb.) göre farklılaştığı saptanmıştır. Sonuç: Başta çocukların annItem Bir üniversitede öğrenim gören sağlık yüksekokulu öğrencilerinin human papilloma virüs ve HPV aşısı ile ilgili bilgi ve görüşleri(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Başlı, Mükerrem; Aksu, Hilmiye; Toptaş, Belma; Sağlık Bilimleri FakültesiAmaç: Araştırmanın amacı sağlık yüksekokulu öğrencilerinin HPV enfeksiyonu ve HPV aşısı ile ilgili bilgi ve görüşlerinin belirlenmesidir. Yöntem: Araştırma tanımlayıcı tiptedir. Araştırmaya 2017-2018 Eğitim-Öğretim Yılı Bahar Dönemi’nde Adnan Menderes Üniversitesi Aydın Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik, Ebelik ve Beslenme-Diyetetik bölümlerinin 3. ve 4. sınıflarında öğrenim gören 287 öğrenci katılmıştır. Veriler, kurumdan araştırma izni alındıktan sonra literatüre göre hazırlanan soru formu ile toplanmıştır. Çalışmaya alınan öğrencilerden sözlü onam alınmıştır. Sonuçlar %95’lik güven aralığında, p<0.05 anlamlılık düzeyinde, tanımlayıcı istatistikler ve ki-kare testi kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Katılımcıların %79,4’ü kadın, yaş ortalaması 21,82±1,50’dir. Öğrencilerin %58,5’i hemşirelik bölümünde ve %56,7’si dördüncü sınıfta okumaktadır. Çoğunlukla (%38,3) ilçede yaşayan öğrencilerin anneleri (%64,5) ve babaları (%50,2) ilköğretim mezunudur. Çalışmadaki öğrencilerin %92,7’sinin HPV’yi daha önce duyduğu belirlenmiştir. Katılımcıların %53’ü HPV’nin cinsel aktif herkesi etkilediğini ve %53,7’si tedavisi olduğunu belirtmiştir. Öğrenciler HPV’nin genital siğillere (%59,2) ve serviks kanserine (%47,4) neden olduğunu ifade etmiştir. Çalışmaya katılan öğrencilerin %75,6’sının HPV aşısını daha önce duyduğu görülmüştür. Katılımcılar çoğunlukla HPV aşısının ne zaman yapılması gerektiğini (%36,2), kaç doz uygulanması gerektiğini (%67,6), aşı fiyatını (%88,2) ve devletin aşıyı karşılama durumunu (%81,9) bilmemektedir. Araştırmada yer alan öğrencilerden yalnızca birinin aşı yaptırdığı görülmüştür. Beslenme-diyetetik bölümü öğrencilerinin sorulara doğru cevap verme oranlarının daha düşük olduğu saptanmıştır (p˂0.05). Sonuç: Öğrencilerin HPV ve HPV aşısı hakkındaki bilgilerinin istenilen düzeyde olmadığı görülmektedir. Bu nedenle öğrencilere konu hakkında yeterli bilgilendirme yapılması önerilir.Item Organizational culture in healthcare organizations: a systematic review(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Alsaqqa, Hatem Hesham; Akyürek, Çağdaş Erkan; Sağlık Bilimleri FakültesiArka Plan ve Amaçlar: Örgüt kültürü, çevreden gelen taleplerin karşılanması ve örgüt bünyesindeki değişimlerin yönetilmesi süreçlerinde, insanların örgüt içerisindeki davranışlarının anlaşılmasında önem arz etmektedir. Örgüt kültürünün tanımlanarak anlaşılmasına ve optimal örgütsel performansa erişilmesine engel olduğunda değiştirilmesine yönelik giderek artan bir ilgi söz konusudur. Sağlık hizmetlerinin sunulduğu çevreye, bu çevrenin bireysel ve örgütsel çıktıları nasıl etkilediğine yönelik ilgi yetersiz durumdadır. Yeni bir sağlık hizmetleri sistemi tasarımı ya da reform hayata geçirilmeden önce, örgüt kültürünün hangi faktörler tarafından şekillendirildiğinin farkında olmak esastır. Bu çalışma sağlık hizmeti örgütlerinde, örgüt kültürünün hangi bağlamlarda ele alındığını değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Yöntem: Araştırma, 2008-2018 yılları arasındaki zaman dilimi için Emerald, Ebsco-host, Google Akademik, PubMed ve Science-Direct veritabanlarında gerçekleştirilmiştir. Tarama sürecine yol gösteren araştırma sorusu “Sağlık hizmeti örgütlerinde örgüt kültürünün çalışılması hangi bağlamlarda önem arz etmektedir?” şeklinde ifade edilebilir. Daha önceden belirlenmiş kriterleri karşılamayan çalışmalar kapsam dışında bırakılmış, uyum sağlayanlar ise sonrasında daha derinlemesine incelenmek üzere listelenmiştir. Nihai analiz aşamasına 21 makale dahil edilmiştir. Bulgular: Çalışmalarda sağlık hizmetlerinin sunulduğu farklı ortamlar ele alınmıştır. Son analiz aşamasında 21 makale çalışma kapsamına dahil edilmiştir. İlgili çalışmalardan 17’si kantitatif, ikisi kalitatif ve biri karma yöntemlerle gerçekleştirilmiş olup iki çalışma ise örgüt kültürü ölçüm araçlarının tasarlanması üzerinedir. Sonuç: Sağlık hizmeti sunumunda mükemmellik, çok disiplinli ekip yaklaşımı aracılığıyla sunulan pozitif değer sistemleri, stratejik katılımın sağlanması ve kaliteli hizmet sunumunda optimum verimlilik üzerinde etkili olan en önemli kültürel yansımalar ile ilişkilendirilmiştir. Bu sağlık hizmeti araştırmaları üzerinde gerçekleştirilen örgüt kültürü değerlendirme çalışması, ilerleyen yıllarda sağlık hizmeti çevrelerinin ve klinik performans üzerindeki etkilerinin derinlemesine anlaşılmasında ve planlanan hedeflere ulaşılmasında rol oynayacaktır.Item X’e bağlı adrenolökodistrofi (ALD) hastalığı ve tedavi sürecinde Lorenzo’nun yağı kullanımı(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) İslamoğlu, Ayşe Hümeyra; Sağlık Bilimleri FakültesiX’e bağlı adrenolökodistrofi hastalığı (ALD), yağların beta oksidasyonundaki bozukluk sebebiyle çok uzun zincirli yağ asitlerinin (ÇUZYA) kanda birikimine sebep olan peroksizomal bir hastalık olarak bilinmektedir. Bu birikim santral sinir sistemini ve adrenal korteksi etkileyerek motor ve mental işlevlerde bozukluğa yol açmaktadır. Klinik spektrumda hızlı ilerleyen demiyelinizasyon veya yavaş ilerleyen miyelopatiden adrenal yetersizliğe kadar uzanmaktadır. En sık görülen formları; çocukluk dönemi serebral form, Addison ve Adrenomiyelonöropati (AMN)’dir. Tüm popülasyonda görülme sıklığı 1.3/100.000 olmakla birlikte, erkeklerde görülme sıklığı 1/20.000 olarak bildirilmektedir. Asemptomatik ALD hastalarında diyete oleik ve erusik asidin trigeliserit formlarını (yenilebilir form) içeren Lorenzo’nun Yağı’nın eklenmesi ile düzelme görülebilmektedir. Bu sebeple erken tanı ve teşhis büyük önem taşımaktadır.Item Proje yönetim tekniklerinin sağlık bilişim sistemlerinde uygulanması üzerine bir çalışma(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Parıldar, Orhan; Sağlık Bilimleri FakültesiItem Bariatrik cerrahi uygulanan bir hastanın Virginia Henderson'ın hemşirelik kuramına göre erken dönem hemşirelik bakımının incelenmesi(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Yılmaz, Ayşe Çelik; Aygin, Dilek; Sağlık Bilimleri FakültesiGünümüzde obezite cerrahisi, sadece kriterleri sağlayan obez hastalar için değil, diğer tedavi seçeneklerine yanıt vermeyen ve obeziteyle ilişkili hastalıklar bakımından risk taşıyan hastalar için de güvenilir ve etkin olarak uygulanmaktadır. Bariatrik cerrahinin başarısı için etkili ve bütüncül hemşirelik bakımı önem taşımaktadır. Cerrahi sonrası görülebilecek komplikasyonlar ve eşlik eden hastalıklar nedeniyle hemşirelik bakımın bireysel farklılıklar ve gereksinimlere dayandırılması gerekmektedir. İnsanın temel gereksinimlerine dayanan Henderson’un Hemşirelik Kuramı, hemşirelik bakımın bütüncül olarak yürütülmesine olanak sağlamaktadır. Bu makalede bariatrik cerrahi uygulanan bir hastanın Henderson’un Hemşirelik Kuramına göre hemşirelik bakımı incelendi. Kuramın bariatrik cerrahi uygulanan hastalarda hemşirelik bakımını planlama ve uygulamada kullanımının komplikasyonlarını azaltma ve yaşam şekli değişikliğine uyumu sağlamada etkili olabileceği düşünülmektedir. Aynı zamanda obez hastalarının bakımının hemşireler tarafından daha iyi anlaşılması ve bakımın kalitesinin arttırılması açısından da katkı sağlayabileceği ön görülmektedir.Item Üniversite öğrencilerinin riskli sağlık davranışları ve etkileyen faktörlerin incelenmesi(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Özpulat, Funda; Erdem, Yurdagül; Sağlık Bilimleri FakültesiAmaç: Bu çalışma, 1.sınıfa devam eden üniversite öğrencilerinin riskli sağlık davranışları ve etkileyen faktörleri saptamak amacıyla planlanmış tanımlayıcı türde bir çalışmadır. Yöntem: 23.03.2016-11.04.2016 tarihleri arasında yürütülen araştırmaya Selçuk Üniversitesine bağlı bir Sağlık Yüksekokulu ile İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin (İİBF) 1.sınıf öğrencileri katılmış, 210 öğrenci ile çalışma yürütülmüştür. Kullanılan anket formu 2 bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde öğrencilerin sosyodemografik özellikleri, ikinci bölümde riskli davranışlarına yönelik sorular yer almaktadır. Elde edilen veriler SPSS 17.0 paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Tanımlayıcı özellikler ile riskli sağlık davranışların sayı ve yüzde hesaplamaları yanı sıra, Mann Whitney U Testi, Kruskal–Wallis Testi ve Ki-Kare Testi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan 1.sınıf öğrencilerinin yaşları 18 ile 24 arasında değişmekte ve yaşlarının aritmetik ortalamasının 19.56±1.27 olduğu görülmektedir. Katılımcıların %52.5’ü İİBF öğrencisi, %62.9’u kız öğrencilerden oluşmaktadır. Araştırma sonucunda; sigara, nargile, alkol ve uyuşturucu kullanma durumunun öğrencilerin okullarına ve cinsiyetlerine göre değiştiği, İİBF öğrencilerinin yarısından fazlasının öğle yemeğini atladığı, öğrencilerin okullarına göre öğün atlama durumunun değiştiği görülmüştür. Sağlık yüksekokulu öğrencilerinin ve kız öğrencilerin büyük çoğunluğu araç kullanmamakta, araç kullanırken hız sınırını aşma durumunun okula ve cinsiyete göre değiştiği görülmektedir. Sonuç: Öğrenciler arasında riskli sağlık davranışları bulunmakta, okullara ve cinsiyete göre oranları değişmektedir. Üniversiteler arası işbirliği sağlanarak bilimsel toplantı/sempozyum gibi üniversite gençliğinin düzenlenmesine ve sürdürülmesine aktif olarak katılabileği faaliyetlerin arttırılması, klüp ve gönüllülük çalışmalarının yapılması, üniversite öğrencilerinin bilinç ve farkındalıklarının artmasında doğrudan etkili olabilir.Item Süt dentisyonda malnütrisyona bağlı gelişen diş taşı birikimi: nadir bir olgu(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Hendek, Meltem Karşıyaka; Almaz, Merve Erkmen; Bezirci, Didem; Sağlık Bilimleri FakültesiSistemik olarak sağlıklı 3 yaşındaki bir çocukta malnütrisyona bağlı nadir bir diş taşı birikimi olgusu bildirilmiştir. Hastanın anamnezinde o güne kadar sadece yumuşak yiyeceklerle beslendiği öğrenilmiştir. Klinik dental muayenesinde ciddi bir diş taşı birikimi ve diş eti iltihabı gözlenmiştir. Genel anestezi altında, tüm ağız diş yüzey temizliği yapılmıştır. Operasyonu takiben, ebeveynlere ağız hijyeni bakımı ve beslenme alışkanlıklarını değiştirmeleri önerilmiştir. Literatüre göre, 3 yaşındaki bir çocukta malnütrisyona bağlı oluşan ciddi diş taşı birikiminin gözlendiği ilk olgu sunumudur.Item Antalya 60+ tazelenme üniversitesi öğrencilerinin iyilik halinin değerlendirilmesi(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Bahar, Tuğba; Başıbüyük, Hasan H.; Sağlık Bilimleri FakültesiAmaç: Bu araştırma, sosyo–demografik faktörlerin ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının iyilik hali ile ilişkisini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Yöntem: Bu araştırma Antalya 60+ Tazelenme Üniversitesi öğrencilerinden gönüllü 96 kişi üzerinde Mart 2019 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Veri toplamak için sosyodemografik soru formu, Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği ve İyilik Hali Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen veriler; betimsel istatistik, bağımsız iki grup için t-testi, çoklu karşılaştırmalar için Tek Yönlü Varyans Analizi ve gruplararası ilişki için korelasyon testi kullanılarak Statistical Package for the Social Sciences 25.0 paket programında analiz edilmiştir. Anlamlı farkın hangi gruplar arasında olduğunu tespit edebilmek için TukeyHSD değerleri incelenmiştir ve anlamlılık düzeyi olarak p < .05 kabul edilmiştir. Bulgular ve Sonuç: İyilik hali ile cinsiyet (p=0,133) ve gelir (p=0,309 r=0,107) arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmazken, yaş ile istatistiksel olarak anlamlı, zayıf ve negatif yönde bir ilişki olduğu (p=0,029 r=-0,223) görülmüştür. Eğitim durumu (ilköğretim ile üniversite mezunu katılımcılar arasında) ile iyilik hali arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır (p=0,007). Medeni durum ile iyilik hali arasında anlamlı bir ilişki çıkmamasına rağmen (p=0,095), eşi vefat etmiş katılımcıların iyilik hali puanlarının daha düşük olduğu görülmüştür. Sağlıklı yaşam biçimi ile iyilik hali arasında istatistiksel olarak anlamlı, zayıf ve pozitif yönde bir ilişki tespit edilmiştir (p=0,024 r=0,230).Item Sporcu beslenme bilgisi ölçeğinin Türkçe formunun geçerlik ve güvenirlik çalışması(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Çırak, Onur; Çakıroğlu, Funda Pınar; Sağlık Bilimleri FakültesiAmaç: Sporcuların yeterli ve dengeli beslenmeleri için beslenme bilgilerinin iyi olması önemlidir. Sporcuların beslenme bilgileri ile ilgili bilgiler ışığında, bazı araştırmalar olmasına rağmen, sporcuların beslenme bilgilerini ölçen herhangi bir anket belirlenememiştir. Bu çalışmada Sporcu Beslenme Bilgisi Ölçeğinin Türkçe Formunun Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması yapılmıştır. Yöntem: Çalışma kapsamında 275 sporcudan veri toplanmıştır. Verilerin istatistiksel analizi istatistik paket programında yapılmıştır. Ölçeğinin orijinal ölçeğe olan uyumu "Açıklayıcı Faktör Analizi” ile değerlendirilmiştir. İçerik/kapsam geçerliliği Kendall W analizi, madde toplam puan analizi için pearson korelasyon analizi kullanılmıştır. SBBÖ’nin maddeleri arasında iç tutarlılığın (güvenirliliğin) hangi düzeyde olduğu, madde toplam korelasyonları ve Cronbach Alpha İç Tutarlılık Katsayıları ile tespit edilmiştir. Bulgular ve Sonuç: Ölçeğin Türkçe geçerlik ve güvenirliğinin değerlendirilmesi sonucunda; geçerlik ve güvenirlik düzeyi (α=0,908) yüksek düzeyde bulunan bu ölçeğin Türk sporcularının beslenme bilgisinin değerlendirilmesinde kullanılması uygundur ve önerilmektedir.Item Ankara’da çalışan bazı kadın sağlık personeli ile beslenme ve diyetetik öğrencilerinin anne sütü bankacılığı hakkındaki görüşlerinin saptanması(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2019) Onur, Aslı; Er, Nida Tokaç; Ayhan, Nurcan Yabancı; https://orcid.org/0000-0003-1233-246X; Sağlık Bilimleri FakültesiBu çalışmanın amacı sağlık personelleri ile Beslenme ve Diyetetik öğrencilerinin (BDÖ) ASB ile ilgili görüşlerini saptamaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışma, Ankara’da hastane, özel klinik, eczane gibi çeşitli sağlık kurumlarında çalışan 400 kadın sağlık personeli (SP) ve Ankara, Hacettepe ve Başkent Üniversiteleri Beslenme ve Diyetetik Bölümleri’nde öğrenci (BDÖ) olan 262 kadın üzerinde yürütülmüştür. Anket formları katılımcılar tarafından doldurulmuştur. Elde edilen veriler SPSS istatistik programıyla değerlendirilmiştir. Bulgular: Sağlık personelinin %50,8’i, BDÖ’nün %52,7’si ASB hakkında fikir sahibidir. Anne sütü bankacılığı hakkında bilgisi olan SP’nin %71,9’u ve BDÖ’nün %82,6’sı ASB uygulamasını yararlı bulmaktadır. Sağlık personelinin eğitim seviyesinin artması ile ASB’den yararlanmak isteyenlerin durumunda artış saptanmıştır (p<0,05). Sonuç: Anne sütü bebek beslenmesi için hayatî önem taşımaktadır. Anne sütü olmadığında ya da kullanılamadığında ASB en önemli alternatiflerden biridir. Bunun nedenle, ASB ihtiyacı olan tüm bebekler için kolay ulaşılabilir olmalı ve ASB’nin mama kullanımını azaltmada faydaları olduğu unutulmamalıdırItem Bazı fonksiyonel besinlerin sağlık üzerindeki koruyucu etkileri(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2019) Akçay, Buse; Yılmaz, Hande Öngün; https://orcid.org/0000-0003-4648-5368; https://orcid.org/0000-0002-3497-567X; Sağlık Bilimleri FakültesiFonksiyonel besin sektörü, tüm dünyada hızla büyüme göstermektedir. Günümüze kadar kabul edilmiş tek bir tanım bulunmamakla birlikte Türkiye’de 2000’li yıllarda çıkarılan kanun hükmünde kararname ile fonksiyonel besinler tanımlanmıştır. Bilim ve teknolojinin gelişmesi, hastalık-besin etkileşimine olan ilginin artması, sağlıklı beslenme ile ilişkili hastalıkların önlenmesi tedaviden daha kolay ve düşük maliyetli olması ile fonksiyonel besinlere ve içeriğinde bulunan fitokimyasallara ilgi artmıştır. Yapılan çalışmalarda bu besin ve besin ögelerinin sağlık üzerine olumlu etkileri, kronik hastalıklardan korunmada ve çeşitli hastalıkların tedavisinde faydalı etkiler gösterdiği gösterilmiştir. Düzenli fonksiyonel besin tüketimi özellikle diyabet, kanser, kalp-damar hastalıkları, gastrointestinal sistem hastalıkları, menopoz ve osteoporoz ile pozitif ilişkilidir. Bu nedenle çeşitli araştırma kurumları fonksiyonel besin preparatlarının geliştirilmesi ve çeşitliliğinin artması yönünde çalışmalar yapmakta ve bu besinlerin tüketim bilincini tüketiciye kazandırmaya çalışmaktadır. Bu derlemenin amacı fonksiyonel besinlerin özelliklerini ve sağlık üzerine olan etkilerini yapılan çalışmalar ışığında sunmaktır.Item Bir üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin kanıta dayalı hemşireliğe yönelik tutumları(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2019) Doğan, Sevgi Deniz; Karaçay, Seda Yıkar; Arslan, Sevban; Yurtseven, Şeyma; Nazik, Evşen; Yüksekkaya, Sevilay Erden; Hemşirelik FakültesiBu çalışma, bir üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin kanıta dayalı hemşireliğe yönelik tutumlarını belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yürütülmüştür. Materyal ve Yöntem: Araştırmanın örneklemini, Ocak-Mart 2018 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinde çalışan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 222 hemşire oluşturmuştur. Veriler, Kişisel Bilgi Formu ve Kanıta Dayalı Hemşireliğe Yönelik Tutum Ölçeği (KDHYTÖ) kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirmesinde tanımlayıcı istatistikler için frekans ve yüzdelik hesaplama, normal dağılım gösteren veriler için bağımsız gruplarda t testi ve tek yönlü varyans analizi, normal dağılım göstermeyen verilerde ise Mann Whitney U testi ve Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan hemşirelerin, yaş ortalamasının 27,46 ± 6,83 olduğu, %81,1’inin kadın olduğu ve %51,8’inin lisans mezunu olduğu saptanmıştır. Hemşirelerin %78,4’ünün daha önce hiç bilimsel bir dergi okumamış olduğu, %85,6’sının daha önce en az bir kez bilimsel toplantıya katılmış olduğu ve daha önce bilimsel toplantıya katılan hemşirelerin %78,4’ünün dinleyici olarak katıldığı saptanmıştır. Araştırmaya katılan hemşirelerin KDHYTÖ puan ortalaması 60,68±8,62 (25-75) olarak belirlenmiştir. Hemşirelerin mesleğini sevme, bildiri ile bilimsel toplantılara katılma, mesleki yayınları takip etme ve araştırma yapma durumları ile kanıta dayalı hemşireliğe yönelik tutumları arasında anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır (p<0,05). Sonuç: Bu sonuçlar doğrultusunda; hemşirelerin kanıta dayalı hemşireliğe yönelik tutumlarının olumlu olduğu söylenebilir. Hemşirelerin bilimsel toplantılara katılımlarının desteklenmesi, mesleki araştırma sonuçlarını takip edebilmeleri ve araştırma yapmaları konusunda teşvik edilmesinin kanıta dayalı hemşireliğe yönelik olumlu tutum geliştirmelerinde etkili olacağı düşünülmektedir. Ayrıca hemşirelerin kanıta dayalı hemşirelik uygulamaları konusunda farkındalıklarını arttıracak hizmet içi eğitim programlarının planlanması da önerilebilir.Item Hemşirelik öğrencilerinin parenteral girişimler hakkındaki bilgi düzeyinin belirlenmesi(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2019) Molu, Birsel; Tuna, Pınar Tunç; Keskin, Alev Yıldırım; Tuna, Halil İbrahim; https://orcid.org/0000-0001-5144-286X; https://orcid.org/0000-0002-6566-0937; https://orcid.org/0000-0003-0981-5364; https://orcid.org/0000-0003-2119-5874; Sağlık Bilimleri FakültesiBu araştırma; hemşirelik öğrencilerinin intradermal, subkütan ve intramüsküler enjeksiyon hakkındaki bilgi düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan araştırmanın örneklemine 2017-2018 yılında Hemşirelik Bölümü’nde 2. ,3. ve 4. sınıfta okuyan öğrenciler dahil edilmiştir. Çalışma 131 öğrenci ile tamamlanmıştır. Veri toplama aracı araştırmacılar tarafından literatür doğrultusunda hazırlanan öğrencilerin tanımlayıcı özellikleri ve 28 puanlık bilgi formundan oluşmuştur. Bulgular: Araştırmada yer alan öğrencilerin %71,8’inin kadın ve %35,9’unun dördüncü sınıf olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin akademik notlarının ortalaması 2,73 ± 0,40 olduğu saptanmıştır. Puan ortalamaları ise; İntramüsküler 4,50 ± 1,28, Subkütan 5,37 ± 1,96 ve toplam puanları 17,50 ± 3,04 olduğu bulunmuştur. Öğrencilerin sınıflara göre puan ortalamaları karşılaştırıldığında aralarında fark olmadığı bulunmuştur (p>0,05). Hemşirelik öğrencilerinin enjeksiyon sırasında %89,2’sinin hava kilidi kullandığı, %80,6’sının enjeksiyon öncesi enjektörün iğnesini değiştirdiği, %91,6 oranıyla en iyi abdominal bölgeye yapılan subkutan enjeksiyonu bildikleri saptanmıştır. Sonuç: İntradermal, subkutan ve intramüsküler uygulamalarına yönelik öğrencilerin eksik bilgilere sahip oldukları saptanmıştır. Öğrencilerin parenteral girişimler hakkındaki bilgi düzeyleri hasta güvenliği açısından önemli olduğu için eğitimcilerin her yıl parenteral girişimler hakkında öğrencilere güncel bilgi vermesi önerilmektedir. Laboratuar uygulamalarına verilen önemin gösterilmesi ve parenteral girişimlerde gelişmiş simulasyon maketlerinin kullanımının arttırılması gerekmektedir. Eğitimcilerin güncel bilgileri daha fazla sayıda öğrenci ile paylaşmasının hemşirelik eğitimine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Item Engelli gebelerin karşılaştıkları zorluklar ve ebelik yaklaşımı(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2019) Kapan, Buse Kübra; Boyacıoğlu, Nur Elçin; https://orcid.org/0000-0003-0538-2100; https://orcid.org/0000-0001-8138-7347; Hemşirelik FakültesiEngelli bireyler ile yapılan çalışmalar sıklıkla bu kişilerin sağlık, konut, eğitim gibi alanlarda pek çok sorun yaşadıklarına odaklanmaktadır ve bu sorunlar kadın erkek ayrımı yapılmaksızın ele alınmaktadır. Oysa engelli kadınlar eril bir toplumda hem kadın olmaları nedeni ile hem de engelli olmaları nedeni ile daha fazla sorun yaşamaktadırlar.Toplum tarafından mağdur, bakıma muhtaç olan, güçsüz, çocuksu görülen engelli kadınların, gebe kaldıklarında yaşadıkları sorunlar artmaktadır. Ebeler, engelli kadınlara karşı geliştirilen önyargıların aşılabilmesinde ve gebelik döneminde karşılaşabilecekleri sağlık sorunlarının üstesinden gelinmesinde önemli bir role sahiptir. Bu derleme engelli kadınların, gebeliklerinde karşılaşabileceği sorunlar ve ortaya çıkan sorunlara çözüm üretmede ebelerin rol ve sorumlulukları ile ilgili 1991-2019 tarihleri arasında yayınlanmış literatürü gözden geçirmektedir.Item Hemşirelerin ventilatör ilişkili pnömoninin önlenmesinde kanıta dayalı uygulamalar konusunda bilgileri: İzmir örneği(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2019) Alankaya, Naile; Karadakovan, Ayfer; Uran, Berna Nilgün Özgürsoy; Bayram, Handan; https://orcid.org/0000-0002-3950-2409; https://orcid.org/0000-0002-7225-6860; https://orcid.org/0000-0002-4096-4619; https://orcid.org/0000-0002-0510-2888; Hemşirelik FakültesiÇalışmamızda hemşirelerin ventilatör ilişkili pnömoninin (VİP) önlenmesine yönelik kanıta dayalı uygulamalar konusunda bilgilerini belirlemek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel olan bu çalışma Mart-Haziran 2014 tarihleri arasında İzmir'deki iki üniversite ve beş eğitim araştırma hastanesinde yapılmıştır. Araştırmanın evrenini yoğun bakım ünitelerinde çalışan 500 hemşire; örneklemi ise veri toplama tarihleri arasında araştırmaya katılmayı kabul edenler oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında “Sosyo-demografik ve çalışma özellikleri formu” ve “Ventilatör ilişkili pnömoninin önlenmesinde kanıta dayalı uygulamalara ilişkin bilgileri” formları kullanılmıştır. İstatistiksel analizde Kolmogrov-Smirnov testi yapılmış, normal dağılım göstermeyen veriler için nonparametrik testler kullanılmıştır.Veriler sayı ve yüzde dağılımları, madde ortalaması, Mann-Whitney U ve Kruskal-Wallis testleri kullanılarak analiz edilmiştir. Mann-Whitney U ve Kruskal-Wallis testleri kullanılarak yapılan analizler için istatistiksel önemlilik düzeyi p<0.05, Bonferroni düzeltmeli Mann-Whitney U testinde üçlü karşılaştırma için anlamlılık düzeyi p<0.02, altılı karşılştırma için anlamlılık düzeyi p<0.01 olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Çalışmaya 332 hemşire katıldı ve %73,8'inin yoğun bakım hemşireliği sertifikasının olmadığı belirlenmiştir. Çalışmamızda hemşirelerin VİP önlenmesine ilişkin kanıta dayalı uygulamalar hakkındaki bilgileri oldukça düşük bulunmuştur (2.02±0.47). Hemşirelerin bilgi düzeylerinin yoğun bakımda çalışma yılından, meslekte çalışma yılından ve yoğun bakım sertifikasına sahip olma durumundan etkilenmediği bulunmuştur (p>0.05). Sonuç: Hemşirelerin VİP’in önlenmesinde KDU konusunda bilgilerinin oldukça düşük olduğu bulunmuştur. Hemşirelerin kanıt temelli çalışmalara yönlendirilmesi, sertifika ve hizmet içi eğitimlerinin güncel kanıtlar kullanılarak düzenli olarak yürütülmesi önemlidir.Item Tipik gelişim gösteren çocukların işitme engelli kardeşleriyle olan ilişkilerini değerlendirmeye yönelik nitel bir çalışma(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2019) Yersel, Beyhan Özge; Durualp, Ender; Baran, Gülen; Sağlık Bilimleri FakültesiAraştırmanın amacı, tipik gelişim gösteren çocukların işitme engelli kardeşleriyle olan ilişkilerini değerlendirmektir. Yöntem: Bu amaç doğrultusunda amaçlı örnekleme yöntemi kullanılmış, Ankara’da bir özel eğitim ve rehabilitasyon merkezine devam eden işitme engelli çocukların, yaşları dokuz-18 arasında değişen tipik gelişim gösteren kardeşleri (n=15) araştırmaya dahil edilmiştir. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından hazırlanan ve uzman görüşü doğrultusunda son halini alan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Görüşmeler tamamlandıktan sonra, yapılış sırasına göre numaralandırılarak ve kod verilerek yazıya dökülmüştür. Görüşmelerde sorulan soruların her biri ile ilgili temalar ve alt temalar oluşturulmuştur. Her bir alt tema kapsamında katılımcıların verdikleri yanıtlar alıntılanarak açıklanmıştır. Bulgular ve Sonuç: Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; tipik gelişim gösteren kardeşlerin çoğunlukla üzgün olduğu, birlikte dışarıda vakit geçirmekten rahatsız olmadığı, olumlu-olumsuz duygularını paylaştıkları, iletişim kurmakta zorluk yaşamadıkları ve birbirlerine yardım ettikleri düşüncesinde oldukları görülmüştür. Araştırma sonucunda ailelere, eğitimcilere ve uzmanlara önerilerde bulunulmuştur.