Ankara Sağlık Hizmetleri Dergisi-ASHD
Permanent URI for this community
Browse
Browsing Ankara Sağlık Hizmetleri Dergisi-ASHD by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 172
Results Per Page
Sort Options
Item Türkiye’de zeka değerlendirme sürecinde yaşanan etik sorunlar ve öneriler(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Karadağ, Yaşam; Baştuğ, Gülbahar; Sağlık Bilimleri FakültesiHer birey birbirinden farklı özelliklere sahiptir ve bu farklılıkların başında gelen önemli bir unsur da zekadır. Üzerinde birçok araştırma yapılmasına rağmen, araştırmacılar zekanın tanımına ilişkin kesin bir yargıya varamamıştır. Bununla birlikte zekanın ölçülmeye çalışılması uzun süredir devam etmektedir. Birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de her yıl binlerce zeka testi uygulanarak bireyler için hayati önem taşıyan kararlar alınmaktadır. Bazı zeka testlerinin psikometrik özelliklerinin zayıf olmasının yanı sıra uygulayıcıların yetkin ve yeterli olmayışa da etik açıdan önemli bir sorun oluşturabilmektedir. Bu makalede psikolojik değerlendirmede önemli bir rolü olan zeka değerlendirme sürecine değinilecektir. Bu bağlamda Türkiye’de uzun yıllardır kullanılan ve yeni geliştirilen zeka testleri ele alınarak, zihinsel değerlendirme süreci çerçevesinde oluşan etik sorunlar tartışılacaktır.Item Sağlık okuryazarlık düzeyinin belirlenmesi: Sivas Cumhuriyet Üniversitesi örneği(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Biçer, Enis Baha; Malatyalı, İrem; Sağlık Bilimleri FakültesiSağlık okuryazarlığı kavramı, kişinin kendi sağlığı ile ilgili gerekli bilgileri toplaması, topladığı bilgileri anlaması, değerlendirmesi ve uygun karara ulaşabilmesi ile ilgilidir. Kişiler mevcut sağlık düzeyini ve mevcut sağlık politikalarını değerlendirerek en uygun maliyette ve kalitede sağlık kararları verebilirler. Üniversite öğrencilerinin sağlık okuryazarlık düzeyinin belirlenmesini amaçlayan bu çalışma birey ve toplum sağlığı açısından oldukça büyük bir öneme sahiptir. Tanımlayıcı ve kesitsel olarak planlanan bu çalışmanın amacı üniversite öğrencilerinin sağlık okuryazarlık düzeyini belirlemektir. Araştırmanın evreni 16.02.2018 - 30.03.2018 tarihleri arasında, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde öğrenim gören tüm öğrencilerden oluşmuştur (N:55.452). Araştırmada tabakalı örneklem seçim yöntemiyle 870 üniversite öğrencisi örnekleme dâhil edilmiştir. Veriler Şubat-Mart 2018 tarihlerinde toplanmıştır. Çalışma bu tarihlerde üniversitede öğrenim gören ve araştırmaya katılmayı kabul eden 1.003 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Üniversite öğrencilerinin % 62,8’i yeterli ve mükemmel sağlık okuryazarlığı düzeyine sahiptir. Kadın katılımcıların sağlık okuryazarlığı algıları erkeklere kıyasla daha yüksek çıkmıştır. Yaş, cinsiyet, ailenin gelir durumu, anne ve baba eğitim durumu, medeni durumun sağlık okuryazarlık düzeylerinde etkili olduğu görülmüştür. Üniversite öğrencilerinin sağlıkla ilgili konularla yeterli düzeyde bilgiye sahip olduğu söylenebilir. Sonuç olarak, üniversite öğrencilerinin sağlık okuryazarlık düzeyinin daha da geliştirilebilmesi için eğitim seminerlerinin düzenlenmesi önerilebilir.Item Yaşlılar için bir halk sağlığı hemşireliği yaklaşımı: ''fiziksel aktivite danışmanlığı''(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Canlı, Serap; Karataş, Nimet; Sağlık Bilimleri FakültesiYaşlanma yaşam kalitesini düşüren patolojik olaylarla birlikte seyrettiği için sağlık çalışanları tarafından özel olarak ele alınması gereken bir dönemdir. Bu dönemde sağlık açısından son derece önemli olan konulardan biri de fiziksel aktivitedir. Yaşlılarda fiziksel aktivite ve fiziksel aktivitenin sağlıklı bir yaşam ve fonksiyonel bağımsızlığı sağlama ve yaşam kalitesini iyileştirmedeki faydalarından bahsedilmektedir. Bu derlemede, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artan yaşlı nüfusun fiziksel aktivite durumu, yaşlılara fiziksel aktivite konusunda sunulacak danışmanlık ve özellikle halk sağlığı hemşirelerine fiziksel aktivite danışmanlığı konusunda rehber olacak stratejiler ele alınmıştır. Çalışmada halk sağlığı hemşirelerinin mesleki rolleri içerisinde yer alan danışmanlık rolünü kullanmasını sağlayarak, yaşlı bireylerde egzersiz danışmanlığı konusunda ileri uygulamalar için teşvik etmek hedeflenmiştir. Halk sağlığı hemşirelerinin yaşlı bireylerde fiziksel aktiviteyi arttırmak için danışmanlığı özenli planlanmış oturumlarla sunabileceği, konu ile ilgili literatür taraması kullanılarak gösterilmiştir.Item Lipoprotein-ilişkili fosfolipaz A2: iskemik inme için bir risk faktörü mü?(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Alkan, Berna; Mungan, Semra Öztürk; Sağlık Bilimleri FakültesiAmaç: Çalışmanın amacı, lipoprotein ile ilişkili fosfolipaz A2 (Lp-PLA2) ile inme oluşumu arasında bir ilişki olup olmadığını araştırmaktır. Yöntem: Çalışma kapsamında 24 saatiçerisinde akut iskemik inme teşhisi konmuş 53 hasta ile hasta grubu yaş ve cinsiyetine uygun 42 kontrol denek incelendi. Bu araştırma Aralık 2009 ve Mayıs 2010 tarihleri arasında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Bölümüne başvuran hastaları ve kontrol konularını içeren randomize, vaka kontrollü, gözlemsel bir çalışmadır. Bulgular: Çalışmamızda, Lp-PLA2'nin ortalama düzeylerinin hasta grubunda 207.3 ± 107.3 ng/ml, kontrol grubunda ise 128.6 ± 10.3 ng/ml olduğu, hasta ve kontrol grubu arasındaki farkın ise istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur (p <0.01). Sonuç: Çalışmamızın sonuçları, Lp-PLA2'nin iskemik inmede rol oynadığını ve ateroskleroz için erken bir gösterge olarak değerlendirilebileceğini gösterdi. Kesin bir sonuca ulaşabilmek için daha geniş hasta grupları ile kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır.Item Hemşirelik öğrencilerinin sosyo-kültürel ve demografik özelliklerinin çocuk istismarı ve ihmali farkındalığı ile ilişkisi(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Özçevik, Damla; Güneş, Özlem Deniz; Ocakçı, Ayşe Ferda; Sağlık Bilimleri FakültesiAmaç: Bu çalışmanın amacı, hemşirelik öğrencilerinin sosyo-kültürel ve demografik özelliklerinin çocuk istismarı ve ihmali farkındalığı ile ilişkisini incelemektir. Yöntem: Çalışma tanımlayıcı tiptedir. Araştırmanın örneklemini 121 öğrenci oluşturmuştur. Çocuk istismarı ve ihmali farkındalığını değerlendirmek için Altan tarafından geliştirilen Çocuk İstismarı ve İhmali Farkındalık Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde Mann Whitney U ve Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. Bulgular: Çocuk istismarı ve ihmali farkındalık puan ortalaması 79.179.45 olarak bulunmuştur. Hemşirelik öğrencilerinin farkındalık düzeylerini yaş, sınıf, kardeş sayısı, kendini davranışlarında tanımlama biçimi ve algılanan sosyal destek düzeylerinin etkilediği belirlenmiştir. Sonuç: Mevcut çalışmada, hemşirelik öğrencilerinin çocuk istismarı ve ihmali konusunda farkındalık düzeylerinin iyi olduğu belirlenmiştir.Item Sağlık çalışanlarının sanal kaytarma davranışları ile örgütsel özdeşleşme düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi: bir kamu hastanesi örneği(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2019) Karaca, Arzu; Karaca, Berat; Sağlık Bilimleri FakültesiBu araştırmanın temel amacı; örgütsel özdeşleşme ile sanal kaytarma türü davranışlar arasındaki ilişkileri tespit etmek olarak belirlenmiştir. Bu araştırma ilişkisel tarama modeliyle gerçekleştirilen nicel bir araştırmadır. Bu amaçla hazırlanan veri toplama aracı, araştırmanın evrenini oluşturan Elazığ Devlet Hastanesinde çalışan 632 yardımcı sağlık personelinden 189’una uygulanmıştır. Verilerin toplanmasında üç form kullanılmıştır. İlk bölümde demografik bilgilere yönelik sorular, ikinci bölümde “örgütsel özdeşleşme ölçeği” ve son bölümde “sanal kaytarma ölçeği” yer almaktadır. Araştırma sonucunda, çalışanların örgütsel özdeşleşme düzeyleri arttıkça, sanal kaytarma davranışlarının azaldığı sonucuna ulaşılmıştır.Item Çocukluk ve ergenlik döneminde psikososyal risk faktörleri ve koruyucu unsurlar(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2019) Demircioğlu, Haktan; Yoldaş, Ceren; Sağlık Bilimleri FakültesiPsikoloji-psikiyatri, psikolojik danışma ve rehberlik ve eğitim bilimlerinin başlıca ilgi alanlarından biri olan psikososyal risk faktörleri ve koruyucu unsurlar, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde bireylerin psikolojik sağlamlıklarını etkileyen önemli unsurlardan biridir. Bireylerin zorlu yaşam koşullarında nasıl tepkiler verdiklerini ve bu süreci etkileyen faktörlerin anlaşılmasını sağlayan koruyucu unsurlar özellikle son 30 yıldır psikolojik sağlamlık bir diğer adıyla yılmazlık çerçevesinde değerlendirilmiş ve gerekli çalışmalar yapılmıştır. Yapılan çalışmalar çocukluk ve ergenlik döneminde bireysel, ailesel ve çevresel odaklı birçok risk etkeninin olabileceğini ve bireylerin psikolojik sağlamlık düzeylerinin bu risk faktörleriyle baş etmede önemli bir unsur olabileceğini göstermiştir. Bu doğrultuda bu çalışmada çocukluk ve ergenlik döneminde karşılaşılan psikososyal risk faktörleri ile koruyucu ve önleyici stratejiler üzerinde durulmuştur.Item İdiopatik periferik fasial paralizide beyin sapı uyarılmış potansiyelleri(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2019) Tunca, Ayşe; Karan, Onur; Sağlık Bilimleri FakültesiBulgular: Hastaların paralitik ve nonparalitik tarafları arasında dalga latansları açısından anlamlı fark gözlenmezken (p>0.05), paralitik taraflarındaki N4 latans ortalamaları ile kontrol grubunun sağ kulak N4 latans ortalamaları arasında anlamlı fark olduğu gözlendi (p<0.05). Yöntem: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi ibni Sina Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı polikliniğinde 1994 Şubat ile 1995 Ağustos ayları arasında İPFP tanısı alan 17 kadın, 13 erkek 30 hasta ile gerilim tipi baş ağrısı tanısı alan 22 kadın, 8 erkek 30 kontrol hastası çalışmaya alındı Hasta grubunun paralitik ve nonparalitik taraflarından elde edilen BAEP dalga latans ve amplitüd değerleri kendi aralarında ve kontrol grubu ile Student t testi kullanılarak karşılaştırıldı. Odyometri bulguları ve stapes refleks cevapları ayni şekilde Ki-kare çapraz tablo analizi kullanılarak karşılaştırıldı. Amaç: Fasial sinir yüz mimik kaslarını innerve eden, dar ve uzun bir kemik kanal içerisinde kraniyumu terk eden tek sinirdir. İdiopatik periferik fasial paralizi sinirin genelde tek taraflı akut tutulumu ile giden ve etyolojisi halen daha tartışmalı olan bir hastalıktır. İdiopatik periferik fasial paralizinin genikulat ganglionda sessiz viral enfeksiyonlar sonucu oluşan inflamasyon, kompresyon, iskemi veya demiyelinizasyon sonucu oluşabileceğine dair görüşler vardır. Bazı yazarlara göre ise hastalık bir akut polinöropati veya mononöritis multipleksdir. İdiopatik periferik fasial paralizinin santral sinir sistemi tutulumu ile giden bir hastalık olabileceğine dair görüşler de mevcuttur. Bu konularda yapılan çalışmaların sonuçları halen çelişkilidir. İdiopatik periferik fasial paralizide santral sinir sistemi tutulumu olabileceği hipotezini incelemek amacı ile bu çalışma yapılmıştır. Sonuç: 4. Dalganın kaynağı N. Lemniskus lateralis yerleşim yeri ise rostral ponsdur. Bu bulgular ponsta yer alan bilateral fasial nukleus veya fasial sinir lezyonunu gösteriyor olabilir.Item Yenidoğanda ağrı: değerlendirme, yönetim ve hemşirenin rolü(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2019) Özçevik, Damla; Ocakçı, Ayşe Ferda; Sağlık Bilimleri FakültesiYenidoğanlar, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerinde kaldıkları süreçte çeşitli nedenlerle ağrıyı deneyimleyebilirler. Bebeklerin ağrıya sözel bir yanıtlarının olmaması, var olan ağrının değerlendirilmesi ve yönetilmesini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, yenidoğanlarda ağrının uygun ağrı skalaları ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu derlemede, yenidoğanda ağrı, değerlendirme, yönetim ve hemşirenin rollerine değinilmiştir.Item 2010 - 2016 Yılları Arasında Türkiye’de Beklenen ve Tespit Edilen Meslek Hastalıkları Sayılarının Karşılaştırılması(Ankara Üniversitesi, 2020) Keçeci, Şenay; Other; OtherGiriş; Tümüyle önlenmesi mümkün olan meslek hastalıkları sonucunda meydana maddi ve manevi kayıplar bilhassa gelişmekte olan toplumlarda önemli boyutlara ulaşmıştır. Bu çalışmada Türkiye’de 2010-2016 yıllarında beklenen ve bildirilen meslek hastalıkları sayısı arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Kavramasal Çerçeve; Meslek hastalığı, sigortalının yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütülmesi şartları gereği maruz kaldığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük hali olarak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda tanımlanmaktadır. Yöntem; Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır.Tarama modeli, geçmişte ya da var olan bir durumu var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma bir yaklaşımlarıdır. SosyalGüvenlik Kurumu’na ait resmi istatistiksel verilere ulaşılmıştır. Bulgular; 2010 ile 2016 yılları arasında tanılanan ve bildirilen meslek hastalıkları sayısı ile beklenen meslek hastalıkları sayısı arasında büyük ölçüde fark olduğu, bildirilen meslek hastalığı sayısının beklenenin çok altında olduğu görülmüştür. Beklenen meslek hastalığı sayısı ortalama binde 4 olarak kabul edilmekte iken bildirimi yapılan meslek hastalığı sayısı yüz binde 3.8 olarak hesaplanmıştır. Tartışma; Ülkemizde meslek hastalıkları sayılarının doğru olarak kayıt altına alınmadığı resmi kaynaklardan alınan verilerle ortaya çıkmaktadır. Oysa meslek hastalıkları bildirim kayıtlarının gerçek verileri yansıtması ve düzenli olması hem meslek hastalıklarının önlenmesi için alınacak önleyici düzenleyici faaliyetlerin organize edilmesi hem de meslek haslığına yakalanan çalışanların malüllük ve tazminat hakları gibi bir takım hukuki haklara sahip olabilmeleri bakımından önem taşımaktadır. Sonuç; Türkiye’de bildirilen meslek hastalıkları sayılarının yetersiz olmasının sebepleri arasında bir takım hukuki ve tıbbi düzenlemeler, teftiş ve denetim mekanizmalarının işleyişiyle ilgili aksaklıklar, ilgili tarafların bilgi ve eğtim eksikliklerine ilişkin nedenler sıralanabilir. Ülkemizde meslek hastalıklarının tanılanması, tedavilerin düzenlenmesi, gerekli rehabilitasyonun gerçekleştirilebilmesi açısından sistematik, etkili ve çözüm üreten bir yapılanmaya duyulan ihtiyaç aşikardır. Meslek hastalıkları ile ilgili sistemli olarak veri toplanması, analiz edilerek yorumlanması ve ilgili birimlere ulaştırılması, meslek hstalıkları önleme polikalarının güncellenmesi önem taşımaktadır.Item COVID-19 ve Ev Hapsindeki Çocuk: Salgının Psikolojik Etkileri ve Hafifletme Yolları(Ankara Üniversitesi, 2020) Özçevik, Damla; Other; OtherCOVID-19 salgınının Türkiye’de görülmesiyle, okullar kapatılmış ve 20 yaş altındaki bireyler için sokağa çıkma yasağı getirilmiştir. Okulların uzun süreli kapatılması ve ev hapsi nedeni ile çocukların yaşıtlarıyla yeterli iletişim kurma ve park gibi açık alanlarda etkinlikleri sınırlanmıştır. Yaşanılan bu değişiklikler, yaşamlarında büyük bir değişiklik yaşayan çocuklar için eşsiz bir süreçtir. Bu süreçte çocukların kaygı, öfke, sinirlilik ve korkuyu deneyimlemeleri muhtemeldir. Yaşanılan kaygı ve korkunun nedenleri arasında; kendisi, ailesi ve akrabalarının ölmesinden veya tıbbi tedavinin ne anlama geldiğinden korkma sayılabilir. Çocukların yaşanılan değişikliklere yönelik hissettikleri öfke ve sinirlilik gibi duyguları hafifletmek için çeşitli stratejiler kullanılabilir. Bu, çocukların yaşlarına uygun anlayabilecekleri bir şekilde neler olduğu anlatılmalı, dürüst olunmalı, sevgi ve ilgi göstererek açıklama yapılmalıdır. Çocuklara rol model olan ebeveynler, çocuklar üzerindeki psikolojik etkilerin hafifletilmesinde temel rol oynamaktadırlar. Bu nedenle, çocukların yaşı ve gelişim dönemlerine uygun şekilde ve anlayacakları biçimde doğru ve yeterli bilgi sağlanmalıdır. Bu derlemede, COVID-19 salgını nedeniyle ev hapsindeki çocukların karşılaştıkları psikolojik etkiler ve bu etkileri hafifletme yollarının sunulması amaçlanmıştır.Item 1. Dünya Savaşı’ndan Günümüze Hardal Gazı ve Etkileri: Örnek Savaşlar ve Sonuçları(Ankara Üniversitesi, 2020) Abanoz, Can; Other; OtherAmaç: Hardal gazının kullanılma gerekçesi, yapımı, kullanımı ve etkileriyle ilgili, hardal gazının ilk kez savaş alanında kullanıldığı Birinci Dünya Savaşı, İran-Irak Savaşı ve Suriye İç Savaşı örnekleri üzerinden incelenmesi.Item On Sekizlik Bir Delikanlı ve Seksenlik Bir Kadın: ‘Harold and Maude’ Filminin Klinik ve Geriatrik Psikoloji Perspektifinden Analizi(Ankara Üniversitesi, 2020) Baştuğ, Gülbahar; Psikoloji; Sağlık Bilimleri FakültesiBu çalışma 'Harold and Maude' filminin psikolojik açıdan incelenmesiyle kuramlar ve karakter analizleri ile yaşlılığa ilişkin önyargıları, beklentileri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Seksen yaşındaki Maude ile on sekiz yaşındaki Harold'un tanışması ve birbirlerine aşık olmaları üzerine kurulu film yaş kavramına farklı bir bakış olması açısından önemlidir. Çalışmada film, geriatrik psikoloji başta olmak üzere farklı psikoloji kuramları çerçevesinde incelenmiştir. Film karakterleri psikolojik açıdan incelendiğinde kısaca, ölüme takıntılı Harold ve yaşamdan zevk alan Maude ile karşılaşılmaktadır. Sonuç olarak film herkesin, her yaşın biricik ve özel olmasına dikkat çekerken; önyargılara ve yaşçı yaklaşımlara verdiği cevabın tüm insanlara ulaşmasıyla hayatın daha kolay olabileceğini düşündürmektedir.Item Türkiye’de Dünden Bugüne Hekim Dışı Anestezi Çalışanlarının Eğitimi(Ankara Üniversitesi, 2020) Çinpolat, Bedrettin; Other; OtherToplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesinde ve yaşamın sağlıklı şekilde devam ettirilmesinde hekim dışı sağlık çalışanlarının rolü büyük olup sağlık hizmetleri multidisipliner bir yaklaşımla sunulduğunda istenilen sonuçlara ulaşılabilmektedir. Türkiye’de sağlık eğitiminin verildiği tıp fakülteleri ve sağlık fakülteleri/yüksekokulları dışında, ön lisans düzeyinde sağlık eğitimi verilen sağlık hizmetleri meslek yüksekokulları (SHMYO) da bulunmaktadır. Anestezi uygulamalarının tehlikeli ve risk taşıyan girişimler olması, bu uygulamalarda komplike araç-gereç ve farmakolojiklerin kullanılması, cerrahi girişim öncesi, cerrahi girişim sırası ve cerrahi girişim sonrasında ekip halinde çalışma gerekliliği gibi ihtiyaçlar neticesinde anestezi hekimine anestezi uygulamaları sürecinde teknik destek sağlayacak sağlık profesyonellerine gereksinim duyulmuştur. Anestezi programı da bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerekli mesleki yeterliliğin kazandırılması amacıyla SHMYO bünyesinde bulunan bir ön lisans programıdır. Ülkemizde anestezi ön lisans eğitiminin öncülüğünü 1984 yılında Hacettepe Üniversitesi yapmıştır. Sonraki yıllarda Trakya Üniversitesi (1986), Ankara Üniversitesi (1988), Ege Üniversitesi (1989) bünyesinde anestezi ön lisans eğitimi verilmeye başlanılmıştır. Vakıf üniversitesi olarak 1999 yılında Kadir Has Üniversitesinde ilk anestezi programı açılmış olup bunu İstanbul Bilim Üniversitesi (2006), Ufuk Üniversitesi (2007) ve Başkent Üniversitesi (2008) takip etmiştir. 2010 yılında 28 üniversitede bulunan anestezi programı 2019-2020 eğitim-öğretim yılı itibariyle 36’sı devlet, 45’i vakıf olmak üzere toplam 81 üniversite/meslek yüksekokulda bulunmaktadır. Son yıllarda anestezi ön lisans eğitimi verilen birimler, hem devlet hem de vakıf üniversitelerinde olmak üzere eğitimi tamamlanan sağlık personeli bakımından arz-talep dengesini bozacak şekilde artmıştır. Alanında uzman öğretim elemanı eksikliğinin ve bazı eğitim kurumlarının alt yapı ve mesleki uygulamalar için yetersizliğinin eşlik ettiği bu kontrolsüz artış; yeterli düzeyde becerinin kazandırılamamasını, eğitim kalitesinin olumsuz etkilenmesini ve mezun olanlar için ciddi istihdam sıkıntısını da beraberinde getirmiştir. Bu derlemede hekim dışı anestezi çalışanlarının eğitiminin tarihsel süreci, yıllara göre anestezi ön lisans eğitimi verilen okul sayıları ve mezun öğrenci sayılarına ait veriler ve bu veriler kapsamında ülkemizdeki mezun-istihdam ilişkisinin gözetilmesine, yeterli ve kaliteli anestezi eğitiminin verilmesine yönelik öneriler sunulmaktadır.Item Sağlık Meslek Yüksekokulunda Evde Hasta Bakımı Okuyan Öğrencilerin Mesleklerinden Beklentileri Nelerdir?(Ankara Üniversitesi, 2020) Öner, Kamile; Other; OtherAmaç: Bu araştırma ile Sağlık Meslek Yüksekokulunda Evde Hasta Bakım okuyan öğrencilerin mesleklerinden beklentilerine ilişkin görüşlerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Nitel araştırmanın fenomenolojik (olgu bilim) yöntemi kullanılmıştır. Belirlenen çalışma grubunda adlar yazılmadan bu konudaki görüşleri yazılı olarak alınmıştır. Daha sonra ilginç olan yanıtlar üzerinde toplanan veriler gönüllü olan 5 (beş) evde bakım öğrencisi üzerinde yarı yapılandırılmış odak grup görüşmesi yapılmıştır. Bu görüşmede açılış, alternatif ve sonda soruları kullanılmıştır. Veriler iki uzman ile analiz edilmiştir. Bulgular: Verilere göre, öğrencilerin % 33,3’ü 20 yaşında, % 66.6’ sı kadın, % 93.3’ü bekardır. Öğrencilerin % 53,3’ü evde, % 33,3’ü yurtta, % 13,3’ü apartta kalmaktadır. % 60’ı şehirde yaşadıklarını, % 73,3’ünün ailesinin gelirinin gidere denk olduğunu, % 40’ı harçlıklarının kendilerine yettiğini ve % 80'i ise başka bir işte çalışmadıklarını ifade etmişlerdir. Evde Hasta bakım programını kazanmadan önce çoğunluğu bölüm hakkında bilgi aldıklarını, programını isteyerek seçtiklerini ve çoğu program hakkında olumlu düşünceleri olduğunu belirtmişlerdir. Öğrencilerin mesleklerinden beklentileri olarak çoğunlukla ‘atanmak’, ‘iş sahibi olmak’ ve ‘insanlara yardımcı olmak’ üzerine yoğunlaştıkları görülmüştür. Sonuç: Öğrencilerin iş bulma ve psiko-sosyal yönden kaygı, endişe gibi duygu durumları olduğu gibi mücadele etme, umut, memnuniyet hissettikleri de ortaya çıkmıştır. Olumsuz durumları gidermek ve olumlu durumları ise teşvik etmek için öğrencilerin bilgi eksiklilerini gidermek ve gerekli eğitimsel destek verilmesi çözüm olarak önerilmektedir. Anahtar kelimeler: Evde Hasta Bakımı, Bakım, Meslek Beklentileri.Item Biochemical evaluation of commercially available Reishi Supplement Against The Enzymes On Oxidation And Phosphorylation Of Cellular Proteins.(Ankara Üniversitesi, 2020) İşgör, Belgin; Other; OtherAntioxidant enzyme activity protect body from free radicals and its effect in human life. However, it can be resist for the some drugs such as anti-tumor, chemotherapy drugs and etc. In this study, antioxidant effect of Ganoderma Lucidum which is known as Reishi and, its extract that is prepared by using 0.1 mg/mL, was analyzed by measuring its total phenolic and total flavonoid contents, protein content and lastly measuring the effect of mushroom extract on the activity of the antioxidant enzymes; glutathione-S-transferase, superoxide dismutase and protein tyrosine kinase. The mushroom extract was prepared in by using water and its total phenolic and flavonoid contents of extract was measured and they were used in the further analysis. The activated effect of reishi was observed on these three enzymes and due to these activities; reishi is not available to use with cancer drugs as a supplement or alternative medicine. Also, observed that reishi can be used as food supplement and etc. Finally, cytotoxicity test was performed with K-562 cells and observed that reishi extract was increased the viability of cells.Item Çocuk Koruma Prensipleri: Avrupa ve Türkiye Verileri(Ankara Üniversitesi, 2020) Şimşek, Enes; Other; OtherÇocukların korunma hakkı en temel haklarından biridir ve koşullar ne olursa olsun her çocuk temel haklarına sahip olmalıdır. Türkiye’de çocuk haklarının korunmasına yönelik 1995’de Çocuk Hakları Sözleşmesi yürürlüğe girmiş olup, 2005 yılında Çocuk Koruma Kanunu resmî gazetede yayımlanmıştır. Avrupa Birliği Üye Ülkelerine bakıldığında ise çoğu ülkenin kendine özgü kabul etmiş olduğu bir çocuk hakları kanunu bulunmaktadır. Çocukların temel hakları bu kanunlar ile yasalaştırılmıştır. Türkiye’de çocukların korunmasına yönelik Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve UNICEF gibi sivil toplum kuruşları çalışmalar yapmaktadır. Avrupa’da ise çocuk haklarının korunması amacına yönelik olarak üye ülkelerin birbirinden farklı yöntemler izledikleri görülmektedir. Bazı ülkeler UNICEF gibi sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yapmakta, bazıları çocuk hakları konusunda özelleştirilmiş devlet kurumları aracılığı ile denetimler yapmakta, bazı ülkeler ise Türkiye’deki gibi farklı alanları bir arada bulunduran kurumlar ile çocukların yaşam olanakları gibi durumların değerlendirilmesi ve geliştirilmesi için girişimler yapılmaktadır. Bu çalışmalar ile ne Türkiye’de ne de Avrupa’da çocuk yoksulluğu, çocuğa yönelik şiddet, mülteci çocukların yaşama şartları gibi konularda büyük bir ilerleme katedilememiştir. Bu derlemenin amacı, 2015 yılında Avrupa Komisyonu tarafından kararlaştırılan 10 çocuk koruma prensibinin Türkiye ve Avrupa’daki durumunun değerlendirilmesidir.Item Amerika'dan Japonya'ya Modern Dünyada Yaşlı Olmak: “Harry and Tonto” ve “Tokyo Story” Filmlerinin Psikoloji Bağlamında İncelenmesi(Ankara Üniversitesi, 2021) Baştuğ, Gülbahar; Psikoloji; Sağlık Hizmetleri Meslek YüksekokuluBireyci ve toplulukçu kültür ayrımı, toplulukları ayrıştırma noktasında sosyal bilimlerde en fazla kullanılan kavramların başında gelmektedir. Bireyci topluluklar bireysel hayatın ön plana çıktığı kültürel inşayı ifade ederken, toplulukçu kültürlerde aktif sosyal normlar dikkat çeker. Toplumları anlamak için bireyci-toplulukçu kültür ayrımı alan yazında desteklenmesine karşılık, araştırmacılar tarafından bu ayrıştırmanın toplumsal dinamikleri anlama açısından yetersiz olduğu belirtilmiştir. Bu bağlamda da modernleşme kavramının bireycilik ve toplulukçuluk ayrımını anlamada önemli olduğu öne sürülmüştür. Bugün, hızla değişen ve gelişen dünyamızda modernleşmenin etkileriyle her alanda karşılaşmak mümkündür. Modernleşme kuramının öne sürdüğü sosyoekonomik gelişmelerle birlikte normatif toplulukçuluğun yerini istisnasız bir biçimde normatif bireyciliğe bırakacağı kabulüne karşın, Kağıtçıbaşı’nın önerdiği modelin bu kabule bir itiraz niteliğinde olduğu söylenebilir. Bu noktada Kağıtçıbaşı’nın ortaya koyduğu normatif ve ilişkisel bireycilik-toplulukçuluk ayrıştırması, kültürel farklılıkları ve benzerlikleri anlamak açısından çok daha etkili bir ayrım olmuştur. Bu ayrımla birlikte kültürel ayrıştırmalar hem bireyci hem de toplumsal olmak üzere iki farklı düzeyde anlaşılmıştır. Bireyin benlik oluşumu ve gelişimi de böylelikle çok daha anlaşılır kılınmıştır. Bu makale kapsamında ise Amerikan kültürünü yansıtan “Harry and Tonto” ve Japon kültürünü yansıtan “Tokyo Story” filmleri, alanyazındaki bireycilik-toplulukçuluk ayrıştırmasından faydalanılarak yorumlanmıştır. Ele alınan filmler, bireyci-toplulukçu kültür ayrımından ziyade özerk-ilişkisel benlik modelini destekler niteliktedir. Bu bağlamda bu iki filmi kültürel benzerlikler ve farklılıklar bağlamında, Kağıtçıbaşı’nın normatif ve ilişkisel bireycilik-toplulukçuluk sınıflandırması ile Özerk-İlişkisel Benlik Modeli üzerinden ve bazı geriatrik psikoloji kuramları çerçevesinde incelemek amaçlanmıştır. Filmlerdeki karakterlerin psikolojik analizleri hem benlikleri hem de içinde bulundukları zamansal ve mekânsal bağlamları ile anlaşılmaya çalışılmıştır. Her iki filmin de başrolünde yaşlı karakterlerin yer alması dolayısıyla, filmlerin karşılaştırması yapılırken geriatrik psikoloji kuramlarına da yer verilmiştir.Item İspanyol Gribinde Kıtalararası Devinim: İngiltere ve Amerika(Ankara Üniversitesi, 2021) Abanoz, Can; Other; OtherAntik Yunanistan'da Batı tıbbının babası sayılan Doktor Hippocrates'in grip semptomlarını belirtmesi ile başlayan grip salgını tarihinin Birinci Dünya Savaşı'nın en az savaş kadar yıkıcı etkisi olan ve dünya genelinde milyonlarca insanın hayatına mal olan İspanyol gribi anlatılmıştır. İspanyol gribinin başlangıcı hakkındaki hipotezler, teşhisi, tedavi girişimleri ve yıllar sonra bulunan detayları, salgını en ağır şekilde yaşayan iki ülke olan İngiltere ve ABD örnekleri ile o ülkelerdeki politik ve sosyolojik gelişmelerle birlikte anlatılmıştır.Item Sağlık Hizmetlerinde Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) Kullanımının Önemi(Ankara Üniversitesi, 2021) Yüksel, Ayfer; Other; OtherBu çalışma; sağlık hizmetlerinde kişisel koruyucu donanım (KKD) kullanımı ile ilgili ülkemiz ve dünyada yapılmış olan çalışmaların incelenip bu konunun öneminin vurgulanmasına yönelik derleme çalışmasıdır. Sağlık çalışanları bir yandan hastalara ya da hastalık tehlikesi altında olanlara hizmet verirken, bir yandan da hizmetin özelliğinden kaynaklanan birçok risk ve tehlikeye maruz kalmaktadır. Sağlık çalışanlarında KKD kullanımının amacı; sağlık çalışanlarının kan, vücut çıkartıları, temas ve solunum yoluyla bulaşma riski taşıyan hastalıklara karşı sağlığının korunması; sağlık hizmetiyle ilişkili enfeksiyonlar ile çapraz bulaşmaların önlenmesi ile sağlık çalışanlarının güvenliğinin sağlanmasıdır. İçinde bulunduğumuz Covid-19 pandemisinde ülkemizde T.C. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre Ağustos (2020) ayı sonu itibari ile bir milyon altmış bir bin altı yüz otuz beş sağlık çalışanından ne yazık ki yirmi dokuz bin sekiz yüz altmış beş sağlık çalışanına virüs bulaşmış ve elli iki sağlık çalışanımız da hayatını kaybetmiştir. Sağlık çalışanlarının KKD kullanımı ve önemi ile ilgili olarak ülkemizde ve dünyada bugüne kadar çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Yapılan bu çalışmalarda sağlık çalışanlarında kullanılan KKD’lerin kulanım sıklıkları değerlendirilmiş ve iş sağlığı ve güvenliği yönünden önemi vurgulanmıştır. Ayrıca çalışmalarda; mesleki risklere, iş kazalarına karşı KKD’lere önem verilerek bu malzemelerin temini ve kullanımının belirli bir disiplin içerisinde yapılıp gönüllülük esasından çok zorunlu hale getirilmesinin ve iş kazalarını engellemek için eğitimler verilerek KKD kullanımı arttırılmasının gerektiği sonuçlarına ulaşılmıştır.Covid-19 pandemi döneminde yapılmış olan çeşitli çalışmalarda da ; uygunsuz KKD kullanımının sağlık çalışanlarının enfekte olma olasılığını 2,8 kat artırdığı görülürken, sağlık çalışanları arasında enfeksiyonu önlemek için uygun KKD kullanımının yeterli olduğu saptanmıştır.Ayrıca istikrarlı KKD tedariki sağlayan bir sistem kurmanın gerekliliği ortaya konarak, meslek lisesi eğitimi ve hizmet içi eğitimdeki gelişmelerin KKD kullanımına uyumu artırabileceği, yönetimin de aktif denetimi ile KKD'nin kullanılabilirliğinin ve erişilebilirliğinin artabileceği vurgulanmıştır. Covid-19 pandemisi gibi durumlarda YouTube gibi bilişim teknolojilerinin eğitim açısından yararlı videolardan uygun olanlarının seçilmesi ile , sağlık çalışanları için kişisel koruyucu ekipmanı takmayı ve çıkarmayı öğrenmek için bir kaynak olabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalışmaların yanı sıra sağlık hizmetlerinde “çalışanların KKD’lerin giyme çıkarma sırası gibi uygulamaların doğru yapılması için yönerge izleme alışkanlıkları”nı değerlendirmeye yönelik çalışmaların da yapılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir. İçinde bulunduğumuz Covid-19 pandemi süreci, sağlık çalışanlarının KKD kullanımları ile ilgili farkındalığı ve bu yöne olan dikkati artırmıştır. Bu ve benzeri çalışmalar da; sağlık hizmetlerinde risklerin önlenmesinde KKD’lerin önemini vurgulayarak KKD’lerin seçimi ve kullanımında var olan mevcut durumun saptanması ile mezuniyet öncesi ve sonrasındaki eğitimlerde buna uygun düzenlemelerin yapılmasını sağlayacaktır. Diğer yandan da alan literatürüne katkı sunacaktır.