Browsing by Author "Sulu, Nesrin"
Now showing 1 - 8 of 8
Results Per Page
Sort Options
Item Farelerde leptinin lenfosit alt tipleri üzerine in vivo etkileri(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2009) Üner, Aykut Göktürk; Sulu, NesrinBu çalışmanın amacı başlıca yağ dokusunda üretilen ve pek çok görevi olan leptin hormonunun farelerde vücut ağırlığı, yem-su tüketimi ile lenfosit alt tiplerini nasıl değiştirdiğinin araştırılmasıdır. Çalışma başlangıcında 40 adet sağlıklı, erkek Swiss albino fare rasgele olacak şekilde 5 gruba ayrıldı. Birinci grubu fizyolojik tuzlu su uygulanan fareler (KFTS grubu, kontrol), ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci grubu sırasıyla 100 (L100), 250 (L250), 500 (L500) ve 1000 (L1000) µg/kg/gün dozlarında rekombinant fare leptini uygulanan gruplar oluşturdu. Leptin hormonu 6 gün süreyle deri altı olarak uygulandı. Deney süresince tüm gruplardaki farelerin bireysel canlı ağırlıkları ile yem-su tüketimlerinin nasıl değiştiği belirlendi. Deney sonunda her farenin kalbinden 500 µl EDTA ile pıhtılaşması engellenmiş kan alındı. Alınan kanlardan leptin analizi ve lenfosit alt tipleri analizleri yapıldı. Elde edilen verilerden lenfosit alt tiplerinin miktarları ve leptin seviyeleri tek yönlü varyans analizi ile değerlendirildi. Altı günlük leptin uygulaması döneminde vücut ağırlık değişimleri tekrarlayan ölçümlerde iki yönlü varyans analizi ile değerlendirildi.Deneyin adaptasyon döneminde farelerde hafif bir kilo artışı belirlendi. Altı günlük leptin uygulaması döneminde L100, L250 ve L500 gruplarında birinci ve/veya ikinci günden itibaren, L1000 grubunda ise leptin uygulamasının hemen başlangıcından itibaren hafif bir vücut ağırlık azalması belirlendi. Bu ağırlık azalmasının L1000 grubunda dördüncü güne kadar olduğu ve bu gruptaki vücut ağırlıklarının tekrar eski seviyelerine ulaştığı belirlendi. Aynı dönemde leptinin yem tüketimlerini 2. günden itibaren su tüketimlerini ise 1. günden itibaren hafif olarak azalttığı bulundu. En yüksek leptin doz grubu olan L1000 grubunda CD4+ hücrelerin yüksek (p<0,05) olduğu bulundu. Leptinin CD3+ hücre grubu üzerine çoğaltıcı etkisinin olduğu fakat bu etkinin istatistiksel olarak onaylanmadığı (p>0,05), yüzde olarak doğal öldürücü hücreler (% NK), CD8+ ve CD19+ hücrelerin ise leptin uygulamasından etkilenmediği belirlendi. AbstractThe aim of this study was to investigate effects of leptin, mainly produced by the adipose tissue and has pleiotropic effects, on food/water intake and lymphocyte subpopulations count in mice. Initially fourty healthly male Swiss albino mice were randomly divided into five groups. Mice in group I (group KFTS, control) were given serum physiologic and group II (group L100), III (group L250), IV (group L500), and V (group L1000) were given 100, 250, 500 ve 1000 µg/kg/day recombinant mouse leptin, respectively. Leptin were injected by subcutan for the next 6 days in groups II, III, IV, and V. Mice were monitored and weighed everyday during the experimental period. Daily food-water intake was recorded for each group. At the end of the study, blood samples (500 µl) with EDTA (as an anticoagulant) were obtained via intracardiac punction. Leptin levels and lymphocyte subpopulations in blood samples were analyzed. Lymphocyte subpopulations and leptin levels were examined by one-way analysis of variance (ANOVA). Changes of body weight and food-water intake during leptin administration period were evaluated with two-way ANOVA for repeated measures.Mean body weight and food intake slightly increased during the adaptation period. During the 6 days leptin administration period the mean body weight slightly decreased starting from the first and/or second day of the experiment in group L100, L250, and L500. In addition, the mean body weight in group L1000 also decreased from the starting day to day 4 of leptin administration. At the same period, food (from the second day of leptin administration) and water (from the first day of leptin administration) intake also decreased slightly. CD4+ cells markedly (p<0,05) increased in highest leptin administrated group. Proliferative effect of leptin was determined on CD3+ cells but this was not statistically confirmed (p>0,05). Among all groups, no difference was found in the percentage of natural killer cells (NK%) and the amount of CD19+ and CD8+ cells.Item Köpeklerde eğitim sırasında ortaya çıkan stresin köpek sakinleştirici feromonu (DAP) ile azaltılmasının öğrenme ve problem çözme davranışları üzerine etkilerinin gözlemlenmesi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2018) Şafak, Celalettin Etkin; Sulu, Nesrin; FizyolojiKritik görevlerde çalışacak iş grubu köpekler, ileride kendilerine verilecek görevleri her koşulda yerine getirebilmek için disiplinli eğitim süreçlerine tabi tutulmaktadırlar.Bu araştırmada, eğitim sırasında köpeklerde oluşan stresin öncelikle köpek sakinleştirici feromon (DAP) tasması kullanılarak azaltılması incelenmiştir. Aynı zamanda Köpek Sakinleştirici Feromon (DAP) kullanılarak hem öğrenme hem de problem çözme davranışlarında meydana gelecek değişimler de araştırılmıştır. Araştırma Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü, Köpek Eğitim Merkezinde; Narkotik Dedektör Köpeği ve İdarecisi Eğitimi ile Çay-Tütün Dedektör Köpeği ve İdarecisi Eğitimi kurslarına katılan 33 adet 6ay-3 yaş arası Belçika Malinois ırkı köpek ile yapılmıştır. Bu köpekler 11'erli 3 adet gruba ayrılmıştır. 2. Gruba feromon tasmalarının sakinleştirici etkisi olmadan 7 gün rutin ve standardize edilmiş temel itaat eğitimi uygulanmıştır. Eğitimin sonunda öğrenme testi ve bir problem çözme testi olan Detour test e tabi tutulmuşlardır. 3. Gruptaki köpeklere Köpek Sakinleştirici Feromon Tasması takılıp, 7 gün temel itaat eğitimi verilmiştir. Eğitimin sonunda öğrenme testi ve bir problem çözme testi olan Detour test e tabi tutulmuşlardır. 1. Grup köpekler ise feromon tasması olmadan ve eğitime tabi tutulmadan sadece 7 gün süre ile eğitim alanında bulundurulmuşlardır. Bu çalışmalar sırasında köpeklerin strese verdiği tepkilerden; kortizol hormonu değişimleri, dakika kalp atım sayısı değişimleri, vücut ısısı değişimleri ve stres ile ilişkili davranışları, öğrenme testinde komutları kaç kere doğru, ne kadar sürede de ve kaçıncı komutta yerine getirdikleri, Detour testte ise kaç turu başarılı tamamladıkları ortalama ne kadar sürede tamamladıkları ve kaç turda doğru yönü tercih ettikleri incelenmiştir. Sonuç olarak Köpek Sakinleştirici Feromon (DAP) tasması kullanılan köpeklerin(Grup3) bakılan tüm fizyolojik (dakika kalp atım sayısı değişimi(p<0,001), vücut ısısı değişimi (p<0,001) ve tükürük kortizol miktarı değişimi(p<0,001)) ve davranışsalstres parametreleri (ağzın köşesinin geriye doğru olma durumu (p<0,001), başın hafifçe alçaltılmış olma durumu (p<0,001), kulakların geride olma durumu (p<0,001), kuyruğun yarı alçak olma durumu(p<0,001) ve vücut postürlerinin yarı alçak olması durumu (p<0,001) kullanmayan köpeklere(Grup2) göre daha düşük bulunmuştur. Köpek Sakinleştirici Feromon (DAP) ile stresi azaltılmış köpeklerin(Grup3) öğrenme sırasında komutları yerine getirme süreleri (otur (p<0,001), dön (p<0,001)) ve komutları yerine getirmek için gerekli komut tekrarlarında (bekle (p<0,05),dön (p<0,05)) Tasma takılmayan köpeklere(Grup2) göre daha az olduğu görülmüştür. Bir Problem çözme testi olan Detour Testin turlarını, Köpek Sakinleştirici Feromon (DAP) ile stresi azaltılmış köpeklerin(Grup3), feromon tasması kullanmayan köpeklere(Grup2) göre daha kısa sürede tamamladığı görülmüştür(p<0,05).Item Kızgınlık gösteren ineklerin serumunda bulunan östradiol-17beta düzeylerinin inek oositlerinin in vitro olgunlaşma ve döllenmesine etkisi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2004) Akyol, Numan; Sulu, NesrinKızgınlık Gösteren İneklerin Serumunda Bulunan Östradiol -170 Düzeylerinin İnek Oositlerinin İn vitro Olgunlaşma ve Döllenmesine Etkisi Bu çalışmanın amacı, östradiol 17-B düzeyleri saptanan östrustaki sığır serumlarının (ECS); mezbahadan toplanan inek oositlerinin maturasyon, fertilizasyon ve morula-blastosit oluşumuna etkilerinin, FCS ile karşılaştırılmasıdır. Serum kaynağı olarak Lalahan Hayvancılık Merkez Araştırma Enstitüsünde barındırılan, 3 Siyah Alaca düveden östruslarının ilk 3 saati içerisinde alınan kanların serumları ile stok serumların içerdikleri östradiol-17B düzeyleri. RIA yöntemiyle belirlendi. Ovaryumlardan aspirasyon ve ovaryum dilimlenmesi teknikleri yardımıyla oositler elde edildi. Oositlerin, morfolojik kalite sınıflamasına göre 1 ve 2. kalite olanları seçilerek kullanıldı. Stok serum, % 5. % 10 ve % 20 oranlarında olacak şekilde maturasyon ortamlarına ilave edildi. Kontrol grubunda, aynı oranlarda FCS kullanıldı. Çalışma bütün serum katılım oranlan için tekrarlandı. Veriler varyans analizi kullanılarak test edildi. Çalışma sonucunda düvelerin serumlarında sırasıyla; Düvel =18.4 pg/ml. Düve2=20.1 pg/ml, Düve3=21.8 pg/ml; stok serum bileşiminde ise 19.9 pg/ml östradiol 17-(3 (E2) ölçüldü. Fötal Buzağı Serumu içerisinde. 34.8 pg/ml östradiol-178 düzeyi tespit edildi, östrustaki inek serumunun % 5, % 10 ve % 20 katılım düzeylerine göre sırasıyla, 0.78±0.010a, 0.84±0.009b, 0.86±0.012b maturasyon oranı elde edildi (p<0.01). Kontrol grubunda ise sırasıyla, 0.77±0.010a, 0.82±0.008a, 0.85±0.010b maturasyon (p<0.01); 0.51±0.020a, 0.51±0.023a, 0.59±0.017b fertilizasyon (p<0.01) oranına ulaşıldı. Serumların ortalama değerleri açısından: yalnızca % 20 serum katılım düzeyinde, morula-blastosit olma yönüyle önemli düzeyde fark saptanmış ve FCS, ECS'ye göre üstün olduğu görülmüştür (p<0.05). Sonuç olarak, östrustaki düvelerden elde edilen serumların (ECS) inek oositlerinin in vitro maturasyonunda ekonomik bir şekilde kullanılabileceği, % 10 ve % 20 düzeylerinde katılan ECS ve FCS'nin % 5'e göre daha yüksek maturasyon ve fertilizasyon sonucu verdiği, FCS'nin morula-blastosit elde etmede ECS'ye göre daha üstün olduğu görülmüştür.AbstractThe Effects of Estradiol-1 7p Levels in Estrous Cow Sera on In vitro Maturation and Fertilization of Cow Oocytes The aim of this study was to compare influence of Estradiol-17p levels measured in estrous heifers sera (ECS) on oocytes from slaughtered in vitro maturation, fertilization and morulae-blastocyst development with FCS. Three Holstein Fresian heifers, housed in Lalahan Central Livestock Research Institute were used for source of the sera. Blood was collected in the first 3 hours of the estrous from heifers and sera was decomposed from the blood then sera were mixed and stock serum was obtained. Level of estradiol-17p in all the sera was analized by Radio Immuno Assay. Ooocytes have been collected by aspiration and ovary mincing methods. Oocytes were selected and used as 1 and 2. quality grade morphologically. Stock serum was added in the maturation media 5 %, 10 % and 20 %. The same proportions of FCS were added in the control group. The process was repeated for each group. Data were tested by ANOVA. Estradiol-17(3 (E2) levels in the heifers blood sample were found 18.4 pg/ml, 20.1 pg/ml, 21.8 pg/ml and 19.9 pg/ml for Heiferl, Heifer2 and Heifer3 and stock sera respectively. Estradiol 17-p was also measured 34.8 pg/ml in the FCS. For adding 5 %, 10 % and 20 % proportions of ECS stock serum to maturation medium, maturation persentages were found 0.78±0.010a, 0.84±0.009b, 0.86±0.012b respectively (p<0.01). The maturation results of FCS in the control group were found 0.77±0.010a, 0.82±0.008b, 0.85±0.010b for 5 %, 10 % and 20 % sera levels respectively (p<0.01). The fertilization results of FCS in the control group were found 0.51±0.020a, 0.51±0.023a, 0.59±0.017b for the same sera levels respectively (p<0.01). Between two serum group averages were compared and FCS superior effected for developing morulae-blastocyst stage according to ECS their level of 20 % serum addition (p<0.05). As a result, estrous cow serum can be used economically for in vitro cow oocytes maturation. When ECS and FCS 10 % and 20 % were added in the maturation media, more better maturation and fertilization results were found according to 5 % ECS and FCS. FCS is superior than ECS to development morulae- blastocyst stage.Item Ratlarda vitamin C ve serotoninin kan pulcuğu üzerine etkisi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2009) Orhan, Ayşe; Sulu, NesrinKan pulcuğu sayısı üzerine vitamin C ve serotoninin etkisinin araştırılması amaçlanan bu çalışmada 18 adet Wistar rat, her grupta 6 rat olacak şekilde üç gruba ayrılmıştır. Gruplar kontrol, vitamin C ve serotonin grubu olarak tanımlanmıştır. Vitamin C (100 mg/kg, 15 gün), serotonin (2 mg/kg, 3 gün) deri altı uygulanmıştır. Kontrol grubuna da fizyolojik tuzlu su uygulanmıştır. Uygulamaya başlamadan 0. gün, uygulama sonrası 3., 7., ve 15. gün kanları alınarak kan pulcuğu sayısı, kan pulcuğu dağılım genişliği (PDW), ortalama kan pulcuğu hacmi (MPV) ve yüzde kan pulcuğu (PCT) ve eş zamanlı olarak kan plazma vitamin C düzeyine bakılmıştır. Vitamin C verilen grupta kan pulcuğu sayısının ve yüzde kan pulcuğu sayısı arttığı (p<0,05), kan pulcuğu dağılım genişliği ve ortalama kan pulcuğu hacminin ise düştüğü (p<0,01) görüldü. Serotonin verilen grupta ise önemli bir fark olmadığı (p>0,05) görüldü. Plazma vitamin C düzeyi gruplar arası karşılaştırıldığında serotonin grubunda diğer gruplara göre artış görüldü (p<0,01). Zamana bağlı olarak 7. günde diğer gün sonuçlarına göre daha düşük bulundu (p<0,01).AbstractThis study aims to elucidate the effects of Vitamin C and serotonin on the platelet indices. It has been conducted on 18 Wistar rats. The rats have been divided into three groups with 6 rats in each group. The groups have been named, ?Vitamin C,? ?Serotonin? and ?Control? Groups. Vitamin C (100 mg/kg for 15 days), serotonin (2 mg/kg for 3 days) were administered subcutaneously. The animals in the Control Group was administered saline solution. Blood samples have been obtained on days 0, 3, 7 and 15. Platelet indices such as Platelet Count, Platelet Distribution Width (PDW), Mean Platelet Volume (MPV) and Platelet Crit (PCT) were recorded simultaneously with Vitamin C levels. Rats that received Vitamin C had an increase in platelet count and PCT (p<0.05), but a decrese in PDW and MPV (p<0.01). Statistical analysis of data did not demonstrate a signifiant change in the rats that received serotonin (p>0.05). When Vitamin C levels were compared, the levels of the "Serotonin Group" was significantly (p<0.01) higher than the other groups. In all groups the Vitamin C levels were lower on the 7th day compared to other days in the study (p<0.01).Item Ratlarda vitamin C ve serotoninin kan pulcuğu üzerine etkisi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2009) Orhan, Ayşe; Sulu, NesrinKan pulcuğu sayısı üzerine vitamin C ve serotoninin etkisinin araştırılması amaçlanan bu çalışmada 18 adet Wistar rat, her grupta 6 rat olacak şekilde üç gruba ayrılmıştır. Gruplar kontrol, vitamin C ve serotonin grubu olarak tanımlanmıştır. Vitamin C (100 mg/kg, 15 gün), serotonin (2 mg/kg, 3 gün) deri altı uygulanmıştır. Kontrol grubuna da fizyolojik tuzlu su uygulanmıştır. Uygulamaya başlamadan 0. gün, uygulama sonrası 3., 7., ve 15. gün kanları alınarak kan pulcuğu sayısı, kan pulcuğu dağılım genişliği (PDW), ortalama kan pulcuğu hacmi (MPV) ve yüzde kan pulcuğu (PCT) ve eş zamanlı olarak kan plazma vitamin C düzeyine bakılmıştır. Vitamin C verilen grupta kan pulcuğu sayısının ve yüzde kan pulcuğu sayısı arttığı (p<0,05), kan pulcuğu dağılım genişliği ve ortalama kan pulcuğu hacminin ise düştüğü (p<0,01) görüldü. Serotonin verilen grupta ise önemli bir fark olmadığı (p>0,05) görüldü. Plazma vitamin C düzeyi gruplar arası karşılaştırıldığında serotonin grubunda diğer gruplara göre artış görüldü (p<0,01). Zamana bağlı olarak 7. günde diğer gün sonuçlarına göre daha düşük bulundu (p<0,01).AbstractThis study aims to elucidate the effects of Vitamin C and serotonin on the platelet indices. It has been conducted on 18 Wistar rats. The rats have been divided into three groups with 6 rats in each group. The groups have been named, ?Vitamin C,? ?Serotonin? and ?Control? Groups. Vitamin C (100 mg/kg for 15 days), serotonin (2 mg/kg for 3 days) were administered subcutaneously. The animals in the Control Group was administered saline solution. Blood samples have been obtained on days 0, 3, 7 and 15. Platelet indices such as Platelet Count, Platelet Distribution Width (PDW), Mean Platelet Volume (MPV) and Platelet Crit (PCT) were recorded simultaneously with Vitamin C levels. Rats that received Vitamin C had an increase in platelet count and PCT (p<0.05), but a decrese in PDW and MPV (p<0.01). Statistical analysis of data did not demonstrate a signifiant change in the rats that received serotonin (p>0.05). When Vitamin C levels were compared, the levels of the "Serotonin Group" was significantly (p<0.01) higher than the other groups. In all groups the Vitamin C levels were lower on the 7th day compared to other days in the study (p<0.01).Item Seasonal variations in serum concentrations of melatonin, testosterone, and progesterone in Arabian horse(2009) Altınsaat, Çiğdem; Üner, Aykut Göktürk; Sulu, Nesrin; Ergün, AhmetThe objective of this study was to characterize seasonal variations in serum concentrations of melatonin, testosterone, and progesterone in Arabian horses under natural photoperiodic conditions. Peripheral blood samples were collected during breeding and non-breeding seasons from mares and stallions. Serum concentrations of melatonin, testosterone, and progesterone were determined by radioimmunoassay. Serum concentrations of melatonin were greater in the non-breeding season (42.41±1.59 and 37.68±1.55 pg/ml) when compared to breeding season (23.52±1.24 and 17.22±2.10 pg/ml) in both mares and stallions, respectively. Melatonin concentrations were low but not different between the luteal and follicular phases during breeding season in cyclic mares. Mares had greater concentrations of melatonin than stallions in both breeding and non-breeding season. Mean concentrations of testosterone were greater during breeding season (6.58±0.50 ng/ml) than non-breeding season (3.64±0.48 ng/ml) in stallions. There was a negative correlation (r=-0.658, p<0.01) with melatonin and testosterone levels in both season in stallions. A negative correlation (r=-0.829, p<0.05) in luteal phase and a positive correlation (r=0.847, p<0.05) in non-breeding season were found between melatonin and progesterone concentrations in mares. We conclude that changes in day length act as a regulator and photoperiod can be used to modify the seasonal reproduction in Arabian horse. Bu çalışmanın amacı, doğal fotoperiyodik koşullarda Arap atlarının serum melatonin, testosteron ve progesteron seviyelerinin mevsimsel değişimlerini belirlemektir. Kısrak ve aygırlardan üreme döneminde ve üremenin olmadığı dönemde toplanan kan örneklerinden, radioimmunoassay yöntemi ile serum melatonin, testosteron ve progesteron seviyeleri belirlenmiştir. Sırasıyla hem kısrak hem de aygırlarda melatonin seviyeleri üremenin olmadığı dönemde (42.41±1.59 ve 37.68±1.55 pg/ml) üreme dönemine göre (23.52±1.24 ve 17.22±2.10 pg/ml) daha yüksek bulunmuştur. Üreme döneminde östrus siklusu gösteren kısraklarda melatonin seviyelerinin düşük fakat luteal ve foliküler dönemler arasında fark yoktu. Kısraklar hem üreme döneminde hem de üremenin olmadığı dönemde aygırlara göre daha yüksek melatonin seviyelerine sahipti. Aygırlarda üreme dönemindeki (6.58±0.50 ng/ml) testosteron seviyeleri üremenin olmadığı dönemden (3.64±0.48 ng/ml) daha yüksekti. Aygırlarda her iki dönemde melatonin ile testosteron seviyeleri arasında negatif bir ilişki vardı (r=-0.658, p<0.01). Kısrakların melatonin ve progesteron seviyeleri arasında ise luteal dönemde negatif (r=-0.829, p<0.05), üremenin olmadığı dönemde de pozitif bir ilişki (r=0.847, p<0.05) bulundu Bu çalışma ile Arap atlarında, gün uzunluğundaki değişikliklerin mevsimsel üremede bir düzenleyici olarak görev aldığı ve fotoperiyodun bu düzenlemede değiştirici etkisi olduğu bulundu.Item Türkiye’de yetiştirilen safkan Arap atlarında anne, baba ve yavruya ait alyuvar katalaz, karbonik anhidraz ile plazma proteaz inhibitör enzim sistemlerinin elektroforetik olarak incelenmesi(2005) Sarıpınar, Devrim; Sulu, NesrinBu araştırmada, 254 safkan Arap atında katalaz ve karbonik anhidraz enzim sistemleri ve 112 safkan Arap atında proteaz inhibitör enzim sistemi incelenmiştir. Araştırmanın yürütüldüğü Arap atlarında; katalaz enzim sistemine ait SS ve FS fenotipleri, karbonik anhidraza ait, EI, FI, II ve IL fenotipleri ile proteaz inhibitör enzim sistemine ait, FF, FG, FL, FS2, FU, FZ, GP, GQ, GR, GS1, GS2, GU, GZ, HL, HU, LL, LP, LS1, LZ, PS1, PU, PZ, S1S1, S1U, S1Z, S2U, S2Z, UU, UZ ve ZZ fenotipleri tespit edilmiştir. Bulgular sonucunda, en sık görülen fenotiplerin, katalaz enzim sisteminde % 63 oranında FS; karbonik anhidraz enzim sisteminde % 91.73 oranında II, proteaz inhibitör enzim sisteminde ise %16.07 oranında FU fenotipleri olduğu belirlendi. Bu üç sistem gen frekansları yönünden incelendiğinde; katalaz enzim sisteminde en yüksek gen frekansının S genine (0.69), karbonik anhidraz enzim sisteminde I genine (0.959) ve proteaz inhibitör enzim sisteminde U genine (0.357) ait olduğu tespit edilmiştir. In this study was examined catalase and carbonic anhydrase enzyme systems in 254 and proteas inhibitor enzyme system in 112 purebred Arabian horses. SS and FS phenotypes which belong to catalase enzyme system, EI, FI, II, IL phenotypes which belong to carbonic anhydrase enzyme system and FF, FG, FL, FS2, FU, FZ, GP, GQ, GR, GS1, GS2, GU, GZ, HL, HU, LL, LP, LS1, LZ, PS1, PU, PZ, S1S1, S1U, S1Z, S2U, S2Z, UU, UZ, ZZ phenotypes which belong to Pi were detected in Arabian horses that used in this study. The data of this study showed that the most commanly seen phenotypes in catalase enzyme systems were FS % 63, in carbonic anhydrase were II with % 91.73 and protease inhibitor enzyme system were FU with %16.07. When these three enzyme system were evaluated by means of gene frequencies, it was detected that the highest gene frequencies in catalase enzyme system belong to S gene (0.69), in carbonic anhydrase enzyme system belong to I gene (0.959) and protease inhibitor enzyme system belong to U gene (0.357).Item Zorunlu yüzme testi uygulanan ratlarda stres ve bazı hematolojik parametreler arasındaki ilişki(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2018) Gür, Gürsel; Sulu, Nesrin; FizyolojiBu çalışmanın amacı zorunlu yüzme testi ile oluşan stresin temel fizyolojik kan parametrelerine etkisinin incelenmesidir. Bu amaçla 18 adet 3 aylık wistar albino dişi rat kullanılmıştır. Ratlar her bir grupta 6 hayvan olacak şekilde üç gruba ayrılmıştır. İlk 6 rata herhangi bir uygulama yapılmayıp kontrol grubu olarak kullanılmıştır. İkinci 6 rata sadece bir defa beş dakika süreyle zorunlu yüzme testi uygulanmıştır( 1 gün grubu) . Üçüncü ve son gruptaki 6 rata ise yedi gün boyunca beş dakika süreyle zorunlu yüzme testi uygulanmıştır( 7 gün grubu) . Deney sonunda hayvanlardan kan numunesi alınarak incelenmiştir. Çalışma sonucunda 1 gün grubunda alyuvar ve akyuvar parametrelerinin her ikisinde de kontrol grubuna kıyasla istatistiksel artışlar belirlenmiştir. 7 gün grubunda ise alyuvar parametrelerinde herhangi bir artış belirlenemezken akyuvar parametrelerinden sadece lenfositlerin sayısında artış gözlenmiştir. Plazma kortizol konsantrasyonları hem 1 gün hem de 7 gün grubunda kontrol grubuna kıyasla artış sergilemiştir. Ancak bu artış istatistiksel olarak anlamlı olmamıştır. Sonuç olarak zorunlu yüzme testiyle kısa süreli stresin hematolojik etkileri belirgin şekilde izlenebilirken uzun süreli stresin etkileri hayvanların stres etkenine adaptasyon kazanmalarından dolayı açık bir şekilde izlenememektedir.