Kedi ve köpeklerden dermatofitlerin izolasyonu
No Thumbnail Available
Date
2008
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Abstract
Bu çalışmada kedi ve köpeklerden alınan materyallerin dermatofitozis yönünden direkt mikroskopik incelenmesi, kültür
yöntemiyle etken izolasyonu ve izole edilen dermatofit türlerinin moleküler tekniklerle doğrulanması amaçlanmıştır. Bu çalışma
kapsamında toplam 268 materyal dermatofit varlığı yönünden incelendi. Direkt mikroskopik incelemede, incelenen 268 materyalin
39 (%14.5)’unda mantar hifa ve/veya sporları görüldü. Kültür işlemi sonrasında 40 (%14.9) materyalden dermatofit izolasyonu
gerçekleştirildi. İncelenen materyallerin orijinleri dikkate alındığında, kedi materyallerinde %42 köpek materyallerinde %7.5
oranında dermatofit izole edildi. İzolasyon amacıyla kullanılan Dermatofit test besiyeri (DTM)’nde, Sabouraud dekstroz agar
(SDA)’a göre daha fazla oranda etken izole edildi. İzole edilen etkenlerin hayvan türlerine dağılımı, kedilerde %95.9’u Microsporum
canis ve %4,1’i Microsporum nanum; köpekler materyallerinden ise, %50 Microsporum canis, %18.7 Trichophyton mentagrophytes,
%12.5 Trichophyton terrestre, %12.5 Microsporum gypseum ve %6.3 Microsporum nanum olarak saptandı. Bu çalışmada kedi ve
köpeklerde dermatofitozis görülme sıklığına cinsiyetin etkisinin olmadığı belirlenirken (p>0.05); kedilerde, 1 yaşın altındaki
hayvanlarda dermatofitoz görülme sıklığı diğer yaş gruplarındakilere göre önemli bulundu (p≤0.01). Yapılan PCR çalışmalarında,
izole edilen tüm suşların dermatofit olduğu ortaya kondu. Sonuç olarak, dermatofitozis şüphesiyle getirilen kedi ve köpeklerden
Microsporum canis dominant etken olarak üredi ve izolasyon amacıyla DTM’nin SDA’ya göre daha etkin olduğu saptandı. İzole
edilen türlerin doğrulanmasında moleküler tekniklerin teşhiste kullanılabilirliği ortaya konuldu. Ayrıca Microsporum canis’in
zoonotik önemi göz önüne alındığında, hayvan sahipleri ve veteriner hekimlerin dermatofit şüpheli hayvanlarla temasta dikkatli
olmaları gerektiği sonucuna varıldı.
The aim of this study was to investigate the clinical samples obtained from cats and dogs for dermatophyte
identification by direct microscopy, dermatophyte isolation by cultural methods, respectively and to confirm these by molecular
methods. A total of 268 material was examined for the isolation of dermatophyte. Fungal hyphas and/or spores were observed in 39
(14.5 %) out of 268 materials following direct microscopy. Dermatophyte isolations were achieved from 40 (14.9 %) materials after
the culture process. Considering the origins of materials examined, dermatophyte isolation ratios were 42 % in cat materials and 7.5
% in dogs’. Higher isolation rates were achieved on dermatophyte test medium (DTM) than sabouraud dextrose agar (SDA) after
studies. The distribution of isolated strains according to the species of animals was determined to be 95.9 % Microsporum canis and
4.1 % Microsporum nanum in cats; 50 % Microsporum canis, 18.7 % Trichophyton mentagrophytes, 12.5 % Trichophyton terrestre,
12.5 Microsporum gypseum and 6.3 % Microsporum nanum in dogs. In this study, no significant effect of sex on dermatophytosis
prevalence (p>0.05) was detected in cats, while the prevalences were found to be significant (p≤0.01) in animals (cats and/or) those
were smaller than 1 year old compared to the animals of other age groups. It was determinated that all of the isolated strains were
determined to be dermatophyte species following PCR studies. As a conclusion, Microsporum canis was the dominantly isolated
agent from dermatophytosis suspected cats and dogs and DTM was determined to be more effective than SDA concerning
dermatophyte isolations. The feasibility of molecular techniques for confirmation of laboratory diagnosis of isolated strains had been
shown. It was also concluded that, owners and veterinarians should be aware and careful when they are in contact with suspected
animals, concerning the zoonotical importance of Microsporum canis.
Description
Keywords
Dermatofit, Kedi, Köpek, PCR