Browsing by Author "Ergün, Ahmet"
Now showing 1 - 17 of 17
Results Per Page
Sort Options
Item Ankara Ticaret Borsası mezbaha işletmesinde çevre yönetim sistemleri uygulamasına göre ankara ili ve ilçelerinde çevre kirliliği yaratan kimi mezbaha atıklarının geri kazanımı üzerine bir araştırma(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2007) Gökmoğol, Mehmet Ruhi; Ergün, AhmetAnkara Ticaret Borsası Mezbaha İşletmesinde Çevre Yönetim Sistemleri Uygulamasına göre Ankara İli ve İlçelerinde Çevre Kirliliği Yaratan Kimi Mezbaha Atıklarının Geri Kazanımı Üzerine Bir Araştırma Bu çalışmanın amacı, mezbahalarda ortaya çıkan yenilemeyen hayvansal yan ürünlerin geri kazanımında uluslararası bir standart olan ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi uygulamasının araştırılmasıdır. Araştırmanın kısıtı olarak ?Kan ve Safra ile Bağırsak ve İşkembe İçeriği? değerlendirmeye alınmış; mezbahalardaki süreç basamaklarından yalnızca kesim noktası üzerinden çalışma yürütülmüş; kesim öncesi ve kesim sonrası işlemler, çalışmanın konusu dışında tutulmuştur. Araştırma üç aşamalı olarak yürütülmüştür: Birinci aşamada Ankara Ticaret Borsasına bağlı bir mezbahada ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi kurulmuş ve bu yolla mezbahanın çevre boyutları belirlenmiştir. İkinci aşamada, belirlenen çevre boyutlarına göre aksiyon planları oluşturularak alınması gereken önlemler belirlenmiştir. Üçüncü aşamada Ankara ili ve ilçelerinde faaliyette olan onbir adet mezbahada yapılan anket çalışması ile mezbahalarda geri kazanılabilen yenilemeyen hayvansal yan ürünlerin durumu belirlenmiş; belirlenen duruma göre söz konusu ürünlerin işlenmemesinden kaynaklanan kayıplar tahmin edilmiştir. Sonuçta, mezbahalarda ISO 14001 Çevre Yönetim Sisteminin uygulanabileceği; yan ürünlerin değerlendirilmemesi durumunda ortaya çıkabilecek önemli çevresel risklerin olduğu; yalnızca araştırma kapsamında ele alınan yenilemeyen yan ürünlerden kan, safra ile işkembe ve bağırsak içeriğinin değerlendirilmesi durumunda bile pilot işletmeye 68 108,52 YTL/yıl; Ankara İli ve İlçelerine 165 486,36 YTL/yıl; ve son olarak ülke ekonomisine yıllık 4 192 251,88 YTL tutarında bir katkı sağlayabileceği belirlenmiştir. AbstractA Research of Recycling of some Slaughterhouse?s effluents Creating Environmental Waste in Ankara Province and its Towns According to Application of Environmental Management Systems in Slaughterhouse of ATB. The purpose of this study is to explore the ISO 14001 Environmental Management System?s application which is an international standard applied in gaining back the inedible animal by-products exposed at the slaughterhouses. As part of the research ?Blood and Bile, Intestinal, and Stomach contents? have been evaluated; the study has focused only on the slaughterhouse process which is one of the processing steps; the process before and after the slaughter have been excluded in the research. The research has three phases: In the first phase, ISO 14001 Environmental Management Systems have been established at a slaughterhouse associated with Ankara Commerce Exchange, and environmental aspects of the slaughterhouse have been defined by means of that. In the second phase necessary precautions have been determined by means of action plans related to the environmental aspects. In the third phase, the inedible animal by- products were designated with the help of public surveys made at eleven slaughterhouses operating in Ankara province and its towns. Based on the defined situation the income loss has been marked. Finally, it?s been proven that ISO 14001 Environmental Management Systems could be applied in the slaughterhouses; important environmental risks could rise as a result of not using the by-products; and it is noted in the research that if only the blood and bile, intestinal and stomach contents even when used will contribute 68 108,52 YTL/annually to the pilot enterprise and 165 486,36 YTL/annually to Ankara province and it?s towns; and an annual income of 4 192 251,88 YTL to the country?s economy.Item Bazı yem maddelerine enzim ilavesinin gerçek metabolize olabilir enerji değerlerine etkisi ve bunların broyler rasyonlarında kullanılabilirliği(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 1999) Karakaş, Fatma; Ergün, AhmetBazı Yem Maddelerine Enzim İlavesinin Gerçek Metabolize Olabilir Enerji Değerlerine Etkisi ve Bunların Broyler Rasyonlannda Kullanılabilirliği Bu çalışmada bazı yem hammaddeleri (arpa, buğday, soya küspesi) ile broyler yemine enzim ilavesinin ME (TME, TMEN, GME ve GMEn) değerlerine ve broyler piliçlerin performansı üzerine etkisi 3 farklı deneme ile incelendi. İlk denemede ortalama 2,5 kg canlı ağırlığında, 24 haftalık yaşta 30 adet ATE- K erişkin horoz kullanıldı. Horozlar bireysel kafeslerde barındırıldı. Tüm horozlara 48 saat açlık periyodunu takiben zorla yemleme tekniği ile 40 g deneme yemi (arpa, buğday, soya küspesi ile broyler yemi enzimli ve enzimsiz olarak) verildi. Zorla yemlemeden sonra 48 saat dışkı toplandı. Endojen dışkı miktarı 5,36 g, endojen enerji ve azot kaybı ise 18,47 kcal ve 1,14 g olarak tespit edildi. Arpa, buğday ve soya küspesine Biofeed Plus CT ilavesi GMEN değerini sırasıyla % 10,27, 5,24 ve 6,00 oranında yükseltti (p<0,01). Aynı yemleri içeren broyler yemine Biofeed Plus CT ilavesi ise GMEn değerlerini düşük oranda (% 1,81) arttırdı. Energex CT ilavesi ise soya küspesinin GMEN değerini % 3,78 oranında arttırırken arpa ve buğdayın GMEN değerleri üzerine istatistiki açıdan etkisi olmadı. ikinci denemede, toplam 200 günlük Hy-line broyler erkek civciv kullanıldı. Her biri 50 broyler civciv içeren bir kontrol grubu ve üç deneme grubu oluşturuldu. Deneme 39 gün sürdürüldü. Broyler piliçlere arpa (% 20), buğday (% 40) ve soya küspesi (% 26,8) temeline dayalı rasyon enzimli (Energex CT, Biofeed Plus CT veya Energex CT+ Biofeed Plus CT) ve enzimsiz olarak verildi. Tüm enzim ilaveleri deneme süresince canlı ağırlığı önemli ölçüde iyileştirdi (p<0,01). Broyler denemesinin sonunda yemden yararlanma kontrol grubu, 1. 2. ve 3. deneme grupları için sırasıyla 1,70, 1,68, 1,65 ve 1,67 olarak belirlendi. Deneme80 sonunda karkas randımanı açısından gruplar arasında istatistiksel açıdan fark bulunmadı. Üçüncü denemede 14 ve 35 günlük yaşta 28'er Hy-line broiler erkek piliç kullanıldı. Piliçler bireysel kafeslerde barındırıldı. Onaltı saat açlığı takiben dört gün süresince piliçlerin yemleri ad libitum tüketmeleri sağlandı. Kafes altlatma tepsi yerleştirilerek dışkı toplandı. Sonra yem kaldırıldı ve 16 saat daha dışkı toplanarak deneme sona erdirildi. Ondört günlük yaştaki piliçlerin teorik metabolik enerjisi (TME) broyler yemlerine Biofeed Plus CT ilavesine bağlı olarak önemli ölçüde yükseldi (p<0,05). Aynı rasyonun verildiği 35 günlük yaştaki piliçlerde belirlenen AME değerinde ise önemli yükselme gözlenmedi. Ondört ve 35 günlük yaştaki broylerlerde belirlenen TME değerleri karşılaştırıldığında Biofeed Plus CT'nin 14 günlük yaşta 35 günlük yaşa göre istatistiki açıdan daha etkili (p<0,01) olduğu, Energex CT ve Energex CT+Biofeed Plus CT'nin 14 ve 35 günlük yaşta istatistiki açıdan farklılık yaratmadığı görüldü. Abstract The Effect of Enzyme Supplementation to Some Feedstuffs on Their TME Values and the Usage of These Values on Broiler Rations This investigation was carried out to determine the effects of enzyme supplementation to some feedstuffs (barley, wheat, soybean meal and broiler diet) on their ME (AME, AMEn, TME and TMEN) values and on the performance of broiler chickens in three seperate experiments. In the first experiment thirty adult ATE-K cockerels, aged 24 weeks, with a mean weight of 2,5 kg were used. Cockerels were kept in individual wire cages. All the cockerels were fasted for an initial 48 h period. Cockerels were forced feed 40 g of experimental diets (barley, wheat, soybean meal and broiler diet with or without enzyme). After the forced feeding, excreta were collected for a 48 h period. Endogenous losses were measured at 11 adult cockerels. The amount of endogenous excreta was found to be 5,36 g the average endogenous energy and nitrogen losses of cockerels were 18,47 kcal and 1,14 g, respectively. Biofeed Plus CT supplementation also improved (p<0,01) the nitrogen-corrected true metabolizable energy (TMEn) of containing barley, wheat and soybean meal by 10,27 %, 5,24 % and 5,60 % respectively. Biofeed Plus CT improved TMEN the effect being lowest for the broiler diets (1,81 %). Energex CT supplementation improved (p<0,01) the nitrogen-corrected true metabolizable energy of soybean meal by 3,78 %. Enzyme supplementation was not improved the nitrogen corrected true metabolizable energy of barley and wheat. In the second experiment, a total of 200 day-old male Hy-line broiler chickens were used. They were divided into one control group and three treatment groups each containing 50 broiler chicks. The experimental period lasted 39 days. A diet based on barley (20 %), wheat (40 %) and soybean meal (26,8 %) was given to broiler chickens. Diets were given with or without the addition of enzyme82 (Energex CT, Biofeed Plus CT or Energex CT+Biofeed Plus CT). Enzyme addition significantly improved (p<0,01) live weights (0-39 d). In the final broiler experiment feed efficiency were 1,70 for the control group and 1,68, 1,65, 1,67 for the first, second, third groups. At the end of the experiment there were no statistically significant differences among groups in terms of carcass yield. In the thirth experiment, 56 male Hy-line broiler chickens were used at 14 and 35 days of ages. Chickens were kept in individual wire cages. A commercial enzyme was added to these diets to study the effect of enzyme addition. Diets were consumed ad libitum during 4 d. The feed was removed and the chickens were starved for 16 h to empty their digestive tracts. After fasting for 16 h, the chickens were returned to their experimental diets and excreta trays were placed under the wire screen floors of the cages. The available energy for 14 days old broiler chickens (AME) significantly increased due to Biofeed plus CT supplementation as the broiler diet. No significant increase was observed when the same diets were fed to 35 days old.Item Broyler rasyonlarda antibiyotik ve probiyotik kullanılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Erdoğan, Zeynep; Ergün, Ahmet; Veteriner58 7. SUMMARY : USING OF ANTIBIOTIC AND PROBIOT7C IN BROILER DIETS This experiment was conducted with supplementation of ThepaxR, FastrackR and zinc bacitracin to broiler diets. Probiotics were used at two different levels either alone or in combination with antibiotic. Effects of these supplementation on broiler performance, dressing percentages, intestinal tract and abdomial fat weight and blood cholesterol levels were determined. In this experiment, 250 day-old Ross PM:, broiler chicks were divided into ten groups. Each groups contained 25 birds. Birds were fed with izocaloric and izonitrojenic broiler chick diet between l-14th days, broiler starter diet (I) between 14- 28th days, broiler grower diet between 28-44* days and broiler finisher diet between 44-49111 days. Control group fed unsupplemented basal diet. ThepaxR (Contains Ellipsoideus strains of Saccharomyces cerevisiae, 12 xlO9 cells/g), FastrackR (contains Lactobacillus acidophilus, Streptococcus faecium, yeast and two inactive fermentation products, 15x 1010 live microorganism/g) and zinc bacitracin were added to the experimental diets. Experiment period was 49 days. Live weights and feed consumption of all groups were determined every weeks through the trial. From each group 4 male and 4 female birds were slaughtered on the 49th day. Prechill and postchill carcass weights and percentages, intestinal tract and abdominal fat weight, blood cholesterol level were determined. Addition of either probiotics or antibiotic didn't effect live weights of birds (p>0.05). But, at the 35th, 42nd ve 49th days of experiment, live weights at G3 and Gio which probiotics were treated high doses were lower than the control group. At the end of the experiment, although feed consumption and feed efficiency weren't effected significantly by treatment with probiotics and antibiotic, feed consumption of Gio was 3.0 % lower than the control group. And It was higher at G2, G9, G7, G»; 3.9, 3.6, 3.3, 3.2, % respectively than the control group. Probiotics and antibiotic treatment increased dressing percentage. They also influenced postchill percentage, but it wasn't found statistically significant.59 Probiotics and antibiotic treatment increased dressing percentage. They also influenced postchill percentage, but it wasn't found statistically significant. The effect of probiotics on abdominal fat weight was found different. ThepaxR inreased abdominal fat weight except for G4, which was treated with 0.50 % ThepaxR and zinc bacitracin. FastrackR didn't effect abdominal fat weight except for Gs which was treated with 0.20 % FastrackR and zinc bacitracin. Antibiotic increased abdominal fat weight, too. Antibiotic and 0.50 % ThepaxR supplementation decreased intestinal tract weight 2.7 % than the control group. But their effects weren't found statistically significant. Influence of probiotics and antibiotics on blood cholesterol level weren't significant. But groups which treated with probiotics and probiotics with antibiotic, blood cholesterol level were lower than the control group's. As a result of this experiment, effects of these two probiotics and antibiotic on broiler live weight, feed consumption, feed efficiency, intestinal tract weight and blood cholesterol level weren't found significantly. These additives increased dressing percentage but their effects on postchill percentage wasn't found significant. Their effects on abdominal fat weight were different. Generally, ThepaxR and zinc bacitracin increased abdominal fat weight, FastrackR didn't effect abdominal fat weight significantly. Key Words. Broiler, antibiotic, probiotic, performance, dietItem Broyler rasyonlarına laktuloz ilavesinin performans, bağırsak histomorfolojisi ve mikrobiyolojisi üzerine olan etkisi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2014) Çalık, Ali; Ergün, Ahmet; OtherItem Esansiyel yağ ve probiyotiğin broylerlerde performans, immun sistem ve bazı kan parametreleri üzerine etkisi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2008) Buğdaycı, K. Emre; Ergün, AhmetBu araştırma Broyler rasyonlarına ilave edilen Biberiye esans yağı (Rosemarinus officinalis), Probiyotik (Lactobasillus acidofilus, Lactobasillus casei, Enterococus faecium, Bifidobacterium termophilus) ve Biberiye esans yağı + Probiyotiğin besi performansı, bazı organ ağırlıkları (karaciğer, kalp, taşlık, dalak, bursa fabricius), bağırsak içeriği pH'sı, bazı hematolojik kan parametreleri (akyuvar sayısı) ile toplam kolesterol ve trigliserit değerleri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada toplam 272 adet erkek broyler civciv kullanılmıştır. Deneme, her biri 68 civcivden oluşan 1 adet kontrol, 3 adet deneme olmak üzere toplam 4 grup halinde yürütülmüştür. Her grup 17 civcivden oluşan 4 alt gruba ayrılmıştır.Çalışmada, 1, 2, ve 3. deneme grupları rasyonlarına sırasıyla 200 mg/kg Biberiye esans yağı, 0-21. günlerde 1 g/kg; 22-42. günlerde 0,5 g/kg Probiyotik kültürü (Lactobacillus acidophilus, Lactobacillus casei, Enterococus faecium, Bifidobacterium termophilus) ve 200 mg/kg Biberiye esans yağı + 0-21. günlerde 1 g/kg; 22-42. günlerde 0,5 g/kg Probiyotik kültürü ilave edilmiştir. Deneme 6 hafta sürdürülmüştür. Araştırmada hayvanlara birinci günden 21. güne kadar etlik civciv yemi (HP % 23,5; ME 3300 kcal/kg), 22. günden kesim günü olan 42. güne kadar etlik piliç yemi (HP % 20; ME 3300 kcal/kg) verilmiştir.Rasyona 200 mg/kg Biberiye esans yağı ilavesi (Grup 1) 28. güne kadar ki sürede canlı ağırlık açısından kontrol grubu ile herhangi bir farklılığa (p>0,05) neden olmazken, Grup 2 (Probiyotik)'den geri kalmıştır (p<0,05). Söz konusu durum 0-21. gün canlı ağırlık artışında (p<0,05) da şekillenmiştir. Sonraki haftalarda CA ve CAA da istatistiksel önemde bir etki gözlenmemiştir. Araştırma sonunda Grup 1 (Esans yağ)'in taşlık ağırlığı ve taşlığın canlı ağırlığa oranı Grup 2 (Probiyotik)'den yüksek (p<0,05) şekillenmiştir.Rasyona 0-21. günler arasında 1 g/kg; 22-42. günler arasında 0,5 g/kg düzeylerinde ilave edilen probiyotik kültürünün 28. güne kadarki sürede canlı ağırlığı Grup 1 (Esans yağ)'den yüksek (p<0,05) şekillenmiştir. Söz konusu durum 0-21. gün canlı ağırlık artışında (p<0,05) da şekillenmiştir. Sonraki haftalarda CA ve CAA da istatistiksel önemde bir etki gözlenmemiştir. Taşlık ağırlığı ve taşlığın canlı ağırlığa oranı diğer deneme grupları ve kontrol grubundan geri kalmıştır (p<0,05).Biberiye esans yağı ve probiyotik kültürünün birlikte kullanıldığı üçüncü grupta, 0-21. gün ve 22-42. günlerde canlı ağırlık ve canlı ağırlık artışı bakımından herhangi bir farklılık şekillenmemiştir. Taşlık ağırlığı ve taşlığın canlı ağırlığa oranı Grup 2 (Probiyotik)'ye kıyasla daha yüksek (p<0,05) şekillenmiştir.Rasyona esans yağ ilavesi yapılan deneme grupları olan Grup 1 (Esans yağ) ve Grup 3 (Esans yağ + Probiyotik) Kontrol grubu ve Grup 2 (Probiyotik)'ye kıyasla 0-42. gün yem tüketimi daha düşük (p<0,001) ve yemden yararlanma oranı daha iyi (p?0,001) şekillenmiştir.Kesim öncesi canlı ağırlık, Newcastle hastalığına karşı oluşan antikor titresi, toplam kolesterol ve trigliserit düzeyleri, toplam alyuvar ve akyuvar sayıları açısından deneme grupları ve kontrol grubu arasında herhangi bir istatistiksel farklılık şekillenmemiştir (p>0,05).AbstractThis study has been conducted to determine the effects of rosemary essential oil, probiotic and rosemary essential oil+probiotic preparations used as a supplement to broiler rations, on performance, some organ weights (liver, heart, gizzard, spleen, bursa of fabricius), intestinal pH, some hematological blood parameters (White blood cell counts) and total cholesterol and trigliseride levels. In the experiment 272 male broiler chicks were used. The experiment were caried out with four groups, one control group and three treatment groups, each involving 68 chicks. Each group, then, was divided into four replicate groups of 17 chicks.In the study, diets of treatment groups, 1, 2, 3 were supplemented with 200 mg/kg rosemary essential oil (Rosemarinus officinalis), 1 g/kg days at 0-21; 0,5 g/kg days at 22-42 probiyotic culture (Lactobasillus acidofilus, Lactobasillus casei, Enterococus faecium, Bifidobacterium termophilus) and 200 mg/kg rosemary essantial oil + 1 g/kg days at 0-21; 0,5 g/kg days at 22-42 probiyotic culture, respectively. The experiment was run for six weeks. From day 0 to day 21, the chickes were feed with starter diet (HP % 23,5; ME 3300 kcal/kg), and from day 22 till day 42, when the experiment was terminated, with grower diet (HP % 23,5; ME 3300 kcal/kg).Rosemary essential oil supplementation (200 mg/kg) to the ration (Group 1), from day 0 till day 28, had no mean effect (p>0,05) on body weight of this group compeared with the control group. However this result was significantly lower (p<0,05) then the Group 2 (Probiyotic). This state come into being on body weight gain (p<0,05) at 0 to 21 days. During the following weeks, no statisticaly significant effects (of the rosemary essential oil supplement) were observed on body weight and body weight gain. At the end of the experiment gizzard weight and gizzard/body weight ratio of group 1 were higher (p<0,05) than the Group 2 (Probiyotic).Probiyotic culture supplementation (1 g/kg days at 0-21; 0,5 g/kg days at 22-42) to the ration (Group 2), from day 0 till day 28, increased the body weight of this group more then the Group 1 (Essential oil) (p<0,05). This state come into being on body weight gain (p<0,05) at 0 to 21 days. During the following weeks, no statisticaly significant effects (of the probiotic supplement) were observed on body weight and body weight gain. Gizzard weight and gizzard/body weight ratio of group 2 were lower then the other treatment groups and control group (p<0,05).In the third group, where rosemary essential oil and probiotic culture were used together, at days 0 to 21; and 21 to 42; no significant effects were observed on body weight and body weight gain. Gizzard weight and gizzard/body weight ratio of group 3 were higher then the Group 2 (Probiotic) (p<0,05).Dietary supplementation of rosemary essential oil from 0 to 42 lowered mean feed intake (p<0,001) and had beter feed convertion ratio (p?0,001) in Group 1 (Essential oil) and Group 3 (Essential oil + Probiyotic) compeared with Control group and Group 2 (Probiotic) significantly.Before the slaugtering body weight, antibody titer for newcastle disease, total cholestrole and trigliseride levels and total leukocyte cell counts were not effected with the dietary supplementations (p>0,05).Item Farklı pelet bağlayıcılarının Tilapia (tatlısu çipurası - Oreochromis niloticus L. 1758) rasyonlarında besi performansı ve vücut bileşimine etkileri(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2002) Bircan Yıldırım, Yasemin; Ergün, AhmetFarklı pelet bağlayıcı olarak alginat, patates nişastası, karboksi-metil selüloz, melas ve bentonitin %1 ve %2'lik düzeylerinin tilapia yavrularının gelişim performansları ve vücut madde bileşenleri üzerine etkileri incelenmiştir. Grupların başlangıç canlı ağırlık ortalamaları 1,03±0,48 g ile 1,22±0,42 g (p>0.05) ve toplam boy ortalamaları 3,81 ±0,76 cm ile 4,07±0,72 cm arasında değişim göstermiştir (p>0,05). Deneme sonu (210. gün) en iyi toplam boy değeri 15,31 ±0,69 cm ile %2 patates nişastası (PN) grubundan elde edilmiş, canlı ağırlık ortalamalarında ise, en iyi değerin 47,22±1,98 g ile %1 PN ve 46,20±2,72 g %2 PN grubuna ait olduğu bulunmuştur. BN grupları genel olarak en düşük canlı ağırlık değerlerini göstermiştir. En iyi canlı ağırlık kazancı 46,07±1,17 g ile %1 PN grubu ile %2 PN (45,04±1,01 g) grubundan saptanmıştır. En düşük canlı ağırlık kazancı ise 41,27±0,65 g ile %2 BN grubundan elde edilmiştir. En yüksek SBO değerleri ortalama 1,79 ile %2 Alg., %1 M, ve kontrol grubundan elde edilmiştir. Protein etkinlik oranlan tüm gruplarda ortalama 0,91 ±0,01 g arasında bulunmuştur. En iyi yem değerlendirme oranı %1 PN (2,38) ve %2 PN (2,33) gruplarından elde edilmiştir. Vücut madde bileşenleri üzerine bağlayıcıların etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Yaşama oranı %97,77-100 arasında değişim göstermiştir. Değişik bağlayıcı maddeler kullanılarak hazırlanan tilapia peletlerinin suya dayanımları (26±1°C su sıcaklığı) deneme koşullarında, tüm gruplar için, 6 saat 35 dakika ve 2 saat 25 dakika arasında (CMS>BN>Alg>M>Kontrol>PN) değişmiştir. Bu sonuçlara göre PN'nın bağlayıcı gücünün zayıf olduğu belirlenmiştir. Abstract In this study, the effects of using 1% and 2% levels of, alginate (Alg.), potato starch (PN), carboxymethillcellulose (CMS), mollasse (M), and bentonite (BN) (as different pellet binders) on growth performance, and body composition of Tilapia fry (Oreochromis niloticus) were studied. Initialy weights and total lengths of groups were 1,03±0,48 g - 1,22±0,42 g (p>0.05), 3,81 ±0,76 cm - 4,07±0,72 cm (p>0,05) respectively. At the end of the trial (day 210) the highest total length (15,31 ±0,69 cm 2% PN) and weight (47,22±1,98 g 1% PN and 46,20±2,72 g 2% PN) were found in PN groups. The lowest weights were determinated at the BN groups generally. The highest weigth gain were found 1% PN (46,07±1,17 g) and 2% PN (45,04±1,01 g) groups. And the lowest weight gain was found at 2% BN (41,27±0,65 g) group. The mean value of highest SBO were determinated at 2% Alg., 1% M and contol groups. Protein efficiency ratio (0,91 ±0,01 g) were found in similaryly rate within groups. 1% PN (2,38) and 2% PN (2,33) levels were determinated as the beter food conversion rate of this study. The binders were not adverse effects on body compositions of tilapia. The survival rate were found between %97,77-100 at all the groups. Water stability of tilapia feed pellets prepared using different binding materials in 26±1C° water temperature trial condition the highest mean value were between 6 hours 35 minutes and 2 hours 25 minutes of all groups (CMS>Alg.>M>Kontrol>PN). İn this results starch was found to be a poor binder.Item Hindi rasyonlarında kullanılan inulin ve ß-glukan'ın besi performansı, serum kolesterol düzeyi, bağırsak uzunluğu ve immun sistem üzerine etkileri(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2007) Genç, Buğra; Ergün, Ahmet; Veteriner HekimliğiThis study was conducted to determine the effects of the ß-glucan, inulin and ß-glucan + inulin preparations, added into turkey rations, on performance, gut length, some blood parameters, immune system, and total serum cholesterol and triglyceride levels. In this research fourty eights and 48- days-old Hybrid Converter male turkey goslings were used. The experiment was designed as one control and 3 treatment groups. Each group was assigned to four replicates of three goslings. Treatment group 1,2,3 diets were supplemented with 0.014 % ß-glucan, 0.70 % inulin, and 0.70 % inulin+0.014 % ß- glucan respectively, and compared to unsupplemented control group. The experiment was lasted 8 weeks. During the study those feeds were used containing 23,5 % CP, 3050 kcal/kg ME, ; 21, 50 % CP, 3200 kcal/kg ME,19,50 % CP, 3325 kcal/kg ME,18.00% CP, 3475 kcal/kg ME in the 7th-9th, 10th -12th, 13th-14th, 15th-16th weeks respectively. No effect of the inulin added into the rations (7.00 g/kg) was observed on the live weight, weight gain, feed consumption, carcass yield, innards weights and ratios. However, feed conversion was found in a higher level in the 5th week and in the end of the study in the group fed by the ration containing inulin additive in accordance with the control group (p<0.05). In the group consuming 7.00 g/kg inulin abdominal fat ratio was observed in the lowest levels numerically. While it was seen no effect inulin on the blood parameters, at the end of the research in the 2nd group consumed only inulin antibody level against the NewCastle disease was found numerically in higher level with regard to the control and the first treatment group (ß-glucan). Total cholesterol and the total triglyceride levels of the blood serum were not affected by the inulin. It was not observed any effect of 0.14 g/kg ß-glucan additives added to the rations on live weight, weight gain, carcass yield innards weights and ratios. However, feed conversion was the highest level in the group consumed in the 5th week and at the end of the study ß-glucan. The difference was statistically important (p<0.05). ß-glucan increased the feed consumption numerically. Total cholesterol and the total triglyceride levels of the blood serum were not affected by the ß-glucan. In the 3rd group containinig inulin + ß-glucan, glucose level was found in high levels compared with the other groups (p<0.05). Because of the higher levels of glucose in the 3rd treatment group, it might be considered that inulin and ß-glucan has synergic effect on increasing the blood glucose. Not seeing the effects of the inulin, ß-glucan and ß-glucan+inulin contribution used in the experiment counting of the white blood cells count, formula leucocyte and the blood antibody level (P>0.05). However, using both of these materials together may be recommended for protection against diseases in terms of preventive medicine according to mathematical rising on anticor values. According to the data obtained research, it can be said that in defference to the animal?s species and the gender, by using both of the materials in different levels than the stated, there may be a necessity of doing more detailed.Item Obezite ve metabolik sendromda sitokinlerin rolü(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2007) Ata, Arif; Ergün, AhmetMetabolik sendrom (MS) dünyada giderek yaygınlaştığı gibi ülkemiz için de ciddi bir sağlık sorunu olma yolundadır. Bu çalışmada, MS bileşenlerini değerlendirmek amacıyla 35-60 yaş aralığında, 654 kadın ve 587 erkek olmak üzere toplam 1 241 bireye anket uygulandı. Her iki cinsten, benzer özelliklere sahip bireylerden, kontrol ( BÇ ? 88 cm olan 22 kadın; ?102 cm olan 22 erkek) ve kilolu (BÇ >88 cm 20 kadın ve >102 cm olan 22 erkek) olmak üzere iki grup oluşturuldu. Bu iki gruptan oluşan 86 bireyden, ATP III kriterlerine göre MS (-) 50 birey (%58,1) ile MS (+) 36 bireyin (%41,9) bulguları istatistiksel olarak karşılaştırıldı. Elde edilen bulgular daha önce yapılan çalışmalar ışığında tartışıldı. Sonuç olarak, MS (+) grubunda hipertansiyon, hiperinsülinemi, dislipidemi, hiperürisemi, MS (-) grubuna göre anlamlı düzeyde yüksek bulunurken, plazma rezistin, IL-6 değerleri karşılaştırıldığında, her iki grup arasında anlamlı farklılık saptanmadı. MS (+) grupta ATP III kriterlerinden birini karşılama oranı ve sayısı incelendiğinde, hiperglisemi ve hipertrigliserideminin MS'nin diğer kriterlerinden öne çıktığı görülmektedir.AbstractThe metabolic syndrome (MS) is a serious health problem worldwide and in our country as well. In this study, in order to evaulate the components of MS, 654 women and 587 men, totally 1241 individual whose ages were between 35-60 years were participated and an investigation form was applied. Than according to waist circumference, WC ?88 cm 22 women; ?102 cm 22 men; WC >88 cm 20 women and >102 cm 22 men, were choosen from both sexes with similar features to establish control and overweight groups. According to ATP III criteria, those 86 individuals were choosen and compared each other that 50 of the individuals (58,1%) divided as MS (-) and 36 of the individuals as MS (+) (41,9%) from 86 individuals. As a result hypertension, insulin resistance, dyslipidemia, hyperurisemia were found in MS (+) group and there were found no differences between levels of plasma of resistin and IL-6. In MS (+) group according to ATP III criteria, hyperglycemia and hypertryglyceridemia levels were superior to other parameters of MS.Item Samanın lignolitik aktiviteli mikroorganizmalarla muamele edilerek yem değerinin arttırılma olanaklarının araştırılması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 1993) Muğlalı, Ö. Hakan; Ergün, AhmetManın lignolitik aktivitelfimguslarla inkübe edilerek gerek delignifikasyon sonu cu sindirilebilirliginin ve gerekse ham protein içeriğinin, yüksek sindirilebilirlikli ve biyolojik değerlikli teft. Mcre proteini yönünden arttınlabildiği gösterilmiştir. Ligninaz enziminin de ®pn amaçlarla kullanılabileceğinin gösterilmiş olduğu bu çalışmada, enzim kullamüHmn ekonomik olabilmesi için sentetik olaraK elde edi len sellülaz enziminde «Kuğu gibi ligninazın da sentetik olarak eldesine yönelik çalışmalara ve kullanılaa fimguslarrn genetik çalışmalarla sellüloz üzerine etkisiz mutan tlannın geliştirilmesine gerek vardır. 73 5.0ZET Bu çalışmada üfemizde en fazla miktarda tarımsal artık olarak elde edi len ve hayvan beslemede düşük kaliteli bir kaba yem olarak kullanılan buğday samanının biyoteknoloji& metodlarla değerlendirilebilirliğinin arttırılıma olanak ları araştırılmıştır. Araştırmada 9 fefdı tür beyaz-çürükçül fungus kullanılmıştır. Çalışma 3 farklı aşamada yürütüîımîştür. Birinci aşamada buğday samanı funguslarla 20, 40 ve 60 gün süreyle inkübe edilmiştir. İnkütasyon süreleri sonunda buğday samanı besin maddele rindeki değişiklikler fecelenmiştir. Buna göre ham protein miktarı tüm inkübasyon sürelerinde artmıştır. En fazla artış ise 60 günlük inkübasyonda Phanerochaete chrysospwium ile Pleurotus eryingii tarafından meydana getirilmiş olup sırasıyla % 121.60 ve % 121.29 olarak tesbit edilmiştir Tüm inkübasyon t. süreleri boyunca ham selüloz miktarında Agaricus bisporus ile Pleurotus sajor- caju hariç ve nötral deterjan fiber miktarında Agaricus bisporus dışındaki diğer türler azalmaya neden olmuştur. Ham sellüloz ve nötral deterjan fiber miktarlarındaki azalma aynı süreli inkübasyonlarda benzer olduğundan bu durum funguslann bu besin maddeleri ile birlikte lignini de parçalamalarına bağlanmıştır. En yüksek delignifikasyon miktarının ise 60 güniafe inkübasyonda Pleurotus sajor-caju ve Phanerochaete chrysosporium tarafında® sırasıyla % 29.74 ve % 29.50 şeklinde gerçekleştiği tes bit edilmiştir. ı Çalışmanın ihfeei aşamasında ise funguslarla değişik sürelerde inkübasyona tâbi tutulan buğday samanının besin maddelerinin naylon-torba tekniği ile in-situ yıkılaSffirliklerindeki değişimler incelenmiştir. 74 Bu amaçla 3 adet rumen fls tüllü Akkaraman koç kullanılmıştır. 20 günlük inkübasyonda kuru madde yıkılabilirliği üzerine en etkili tür olarak Pleu- rotus sapidus bulunmasına karşın diğer inkübasyon sürelerinde tüm fungus türleri yıkılabilirliği arttırmıştır. Ham protein yıkılabilirliği üzerine 20 günlük inkübasyonda Pleurotus ery- ingii ve Pleurotus JlageUaîus hariç diğer tüm fungus türleri, ile bütün inkübasyon sürelerinde fungusların hepsi arttırıcı etkide bulunmuştur. Ham sellüloz yıkılabilirliğini 20 günlük inkübasyonda Pleurotus ostreaîus ve Phanerochaete chrysosporium hariç diğer türler, 40 günlük inkübasyonda Phanerochaete chry- sosparium dışındaki diğer türler ile 60 günlük inkübasyonda tüm fungus türleri arttırmıştır. Nötral deterjan fiber yıkılabilirliğini 20 günlük inkübasyonda Pleurotus sqjor-cqju hariç ve 40 ve 60 günlük inkübasyonlarda ise tüm fungus türleri arttırmıştır. Lignin yıkılabilirliği üzerine ise 20 günlük inkübasyonda Pleurotus ostreatus 40 ve 60 günlük inkübasyonlarda ise Phanerochaete chrysosjprium ve Pleurotus sqjor-cqju en etkili fungus türleri olarak saptanmıştır. Çalışmanın son bölümünde ise funguslardan elde edilen ligninaz enzi- miyle yapılan inkübasyonlann in-situ kuru madde yıkılabilirliği üzerine etkisi in celenmiştir. En yüksek ligninaz aktivitesi Pleurotus sojorcaju, Pleurotus ostreatus ve Phanerochaete chrysosporiurri 'da tesbit edilmiş olup en yüksek in-situ yıkılabüirlik bu funguslardan elde edilen enzimle inkübe edilmiş numunelerde saptanmıştır. Kuru madde yıkılabilirlikleri ise sırasıyla % 33.30, % 24.70 ve % 30.71 olarak tesbit edilmiştir. AbstractPleurotus sqj&mpi, Phanerochaete chrysosporium ve Pleurotus ostreatus funguslannın araştuMsann ilk bölümündeki buğday samanı lignin miktarı üzerindeki etkileriyle mm bölümde aynı mikroorganizmaların ligninaz aküviteleri ve bunlardan elde edita enzim solüsyonlanyla samanın inkübasyonu sonucun daki in-sitü kuru maüfeyıkılabilirlikleri arasında paralellik saptanmıştır. 76 6. SUMMARY This study was carried out to investigate the development of wheat straw as a low quality roughage which is obtained in the gratest amount of agricultural waste in Turkey using Motechnologic methods. In the study 9 different kinds of white-rot fungi were used. The study was carried out in 3 dfflerent steps. In the first step, wheat straw was incubated with fungi for 20,40 end 60 days. At the end of fte incubation period nutritional differences of the wheat straw were investigated. According to the results, crude protein contents were increased in all the incubation times. The highest increases were brought about with Phanerochoete timjsosparium and Pleurotus eryingii 121.60 % and 121.29 % respectively M 60 days incubation period. Through all the incubation periods, with the excepoon of Agaricus bisporus and Pleurotus sqjor-cqju for cru de cellulose and Agcaims bisporus for neutral detergent fiber content, all strains caused a reduction in Srese parameters. As the reduction of crude cellulose and neutral detergent fiber content were similar through the same incubation times, it was conculuded thai fee fungi degraded lignin along with these nutrients. The highest delignification fates were determined as 29.74 % and 29.50 % for Pleuro tus sqjor-cqju and Phmerochaete chrysosporium respectively at 60 days incubati- on period. In the second step of the study, the in-situ degradation changes of the nutrients of wheat straw which had been incubated.With fungi at different times were investigated usingthe nylon-bag technique. For this purpose 3 mature Akkaraman rams were used. Although Pleuro tus sapidus was determined to be the most effective strain on dry matter degra-Item Seasonal variations in serum concentrations of melatonin, testosterone, and progesterone in Arabian horse(2009) Altınsaat, Çiğdem; Üner, Aykut Göktürk; Sulu, Nesrin; Ergün, AhmetThe objective of this study was to characterize seasonal variations in serum concentrations of melatonin, testosterone, and progesterone in Arabian horses under natural photoperiodic conditions. Peripheral blood samples were collected during breeding and non-breeding seasons from mares and stallions. Serum concentrations of melatonin, testosterone, and progesterone were determined by radioimmunoassay. Serum concentrations of melatonin were greater in the non-breeding season (42.41±1.59 and 37.68±1.55 pg/ml) when compared to breeding season (23.52±1.24 and 17.22±2.10 pg/ml) in both mares and stallions, respectively. Melatonin concentrations were low but not different between the luteal and follicular phases during breeding season in cyclic mares. Mares had greater concentrations of melatonin than stallions in both breeding and non-breeding season. Mean concentrations of testosterone were greater during breeding season (6.58±0.50 ng/ml) than non-breeding season (3.64±0.48 ng/ml) in stallions. There was a negative correlation (r=-0.658, p<0.01) with melatonin and testosterone levels in both season in stallions. A negative correlation (r=-0.829, p<0.05) in luteal phase and a positive correlation (r=0.847, p<0.05) in non-breeding season were found between melatonin and progesterone concentrations in mares. We conclude that changes in day length act as a regulator and photoperiod can be used to modify the seasonal reproduction in Arabian horse. Bu çalışmanın amacı, doğal fotoperiyodik koşullarda Arap atlarının serum melatonin, testosteron ve progesteron seviyelerinin mevsimsel değişimlerini belirlemektir. Kısrak ve aygırlardan üreme döneminde ve üremenin olmadığı dönemde toplanan kan örneklerinden, radioimmunoassay yöntemi ile serum melatonin, testosteron ve progesteron seviyeleri belirlenmiştir. Sırasıyla hem kısrak hem de aygırlarda melatonin seviyeleri üremenin olmadığı dönemde (42.41±1.59 ve 37.68±1.55 pg/ml) üreme dönemine göre (23.52±1.24 ve 17.22±2.10 pg/ml) daha yüksek bulunmuştur. Üreme döneminde östrus siklusu gösteren kısraklarda melatonin seviyelerinin düşük fakat luteal ve foliküler dönemler arasında fark yoktu. Kısraklar hem üreme döneminde hem de üremenin olmadığı dönemde aygırlara göre daha yüksek melatonin seviyelerine sahipti. Aygırlarda üreme dönemindeki (6.58±0.50 ng/ml) testosteron seviyeleri üremenin olmadığı dönemden (3.64±0.48 ng/ml) daha yüksekti. Aygırlarda her iki dönemde melatonin ile testosteron seviyeleri arasında negatif bir ilişki vardı (r=-0.658, p<0.01). Kısrakların melatonin ve progesteron seviyeleri arasında ise luteal dönemde negatif (r=-0.829, p<0.05), üremenin olmadığı dönemde de pozitif bir ilişki (r=0.847, p<0.05) bulundu Bu çalışma ile Arap atlarında, gün uzunluğundaki değişikliklerin mevsimsel üremede bir düzenleyici olarak görev aldığı ve fotoperiyodun bu düzenlemede değiştirici etkisi olduğu bulundu.Item Yağ hücresi ve salgı ürünlerinin fonksiyonlarıErgün, AhmetItem Yumurta tavuğu rasyonlarına katılan çeşitli sodyum tuzlarının kan asit-baz dengesi ile yumurta verimi ve kalitesi üzerine etkileri(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 1990) Dikicioğlu, Tülin; Ergün, AhmetBu araştırma sodyum tuzlarının yumurta tavuklarında kullanılma olanaklarını belirlemek amacı ile yapıldı. Araştırmada toplam 200 adet 24 haftalık Hisex Brown yumurta tipi melez tavuk kullanıldı. Araştırma her biri 4-0 adet tavuktan oluşan 1 kontrol, 4 deneme olmak üzere toplam 5 grup halinde yürütüldü. Araştırma 4 ay sürdürüldü. Hayvan lar grup yemlemesine tabi tutulup, yem ad libitum verildi. Araştırma başında ve sonunda tavuklar tek tek tartıldı. Araştırma sonu canlı ağırlıklar kontrol, 1, 2, 3 ve 4. grup larda sırasıyla 1937.25, 1944.00, 1999-71, 1946.58 ve 1954.10 g olarak bulundu. Gruplar arasında canlı ağırlığın istatistik açıdan önemli olmadığı gözlemlendi. Araştırma süresince ortalama yumurta verimi kontrol, 1, 2, 3 ve 4. gruplarda sırasıyla % 90.20, 90.08, 86.94-1 89-53 ve 90.58 olarak bulundu. Rasyonunda sodyum asetat bulu nan 2. grupta yumurta veriminin, diğer gruplara göre istatis tiki açıdan önemli derecede (P<^0.01) az olduğu belirlendi. Günlük ortalama yem tüketimi kontrol, 1, 2, 3 ve 4-. gruplarda sırasıyla 127-75, 127-34-, 128.68, 128.00 ve 129.43 g olarak saptandı. Bir düzine yumurta için tüketilen yem miktarı ise gruplarda sırasıyla 1-70, 1.70, 1.78, 1.72 ve 1.72 kg ola rak bulundu. Sodyum asetat katılan 2. grupta bir düzine yumur ta için diğer gruplardan daha fazla yem tüketildiği belirlendi. Yumurta ağırlığı bakımından gruplar arasında istatistiki açıdan bir farklılığa rastlanılmadı. Araştırma süresince yumurta kırılma mukavemeti ve kabuk kalınlığı sodyum tuzlarından etkilenmedi.-55- Araştırma sonunda kan serum kalsiyum ve inorganik fos for miktarlar x kontrol, 1, 2, 3 ve 4-, gruplarda sırasıyla 37.02, 5-84; 34.72, 5-70; 38.35, 5.63; 32.94, 5-28 ve 33.84, 6.28 mg/100 mi olarak saptandı. Sodyum tuzları serum kalsi yum miktarlarını etkilemedi. Serum inorganik fosfor miktarla rı ise araştırmanın son dönemi hariç, diğer dönemlerde etki lendi. Serum potasyum miktarları da sodyum tuzlarından etki lenmedi. Araştırma sonunda serum sodyum ve klor miktarları kontrol, 1, 2, 3 ve 4. gruplarda sırasıyla 151.82, 119-73; 153.59, 120.93; 153.05, 119-36; 148.50, 113.74 ve 146.17, 117. 18 mM/L olarak bulundu. Araştırma sonunda serum sodyum miktarları sodyum sülfat ve sodyum fosfat kapsayan gruplarda, diğer gruplara nazaran önemli derecede düşük bulundu. Araş tırmanın 29. haftası ve sonunda serum klor delerleri 3« grup ta di-3er gruplardan düşük bulundu (P<^0.01). Araştırma sonunda kanda pH deleri kontrol, 1, 2, 3 ve 4. gruplarda sırasıyla 7,32, 7,35, 7,35, 7.36 ve 7.34 olarak bulundu. Baz artışı ve bikarbonat iyonu miktarlarında grup lar arasında istatistiki açıdan bir farklılığa rastlanmadı. Araştırma süresince pH değeri ve karbondioksit basıncı zaman zaman rasyondaki sodyum tuzlarından etkilendi. Sonuç olarak; sodyum asetatın rasyonlara katılmasıyla yumurta verimi ve yemden yararlanmanın azaldığı belirlendi. Rasyonlara katılan sodyum tuzlarının canlı ağırlık, yem tüke timi, yumurta ağırlığı, yumurta kırılma mukavemeti, kabuk ka lınlığı, kan serumu kalsiyum, potasyum, kanda baz artışı ve bikarbonat iyonu üzerine ise etkili olmadığı kanısına varıldı.AbstractThe Effects of Various Sodium Gaits Added to the Layer Rations on Blood Acid-Base Balance, Egg Production and Egg Quality. This study was carried out to determine the effects of sodium salts in laying hens. Totally 200 Hisex Brown Layer (24 weeks of age) were used. There was a control and four treament groups, each con taining 40 hens. The experiment lasted for a period of 4 months. They were fed in groups and feed was given ad libitum. The hens were individually weighed at the begining and at the end of the experiment. At the end of the experiment, the average body weights in control, 1, 2, 3 and 4. groups were found as 1937.25, 1944.00, 1999.71, 1946.58 and 1954.10 g respectively. There were no significant differences among groups in body weight. Total average hen day production in control, 1, 2, 3 and 4. groups were 90.20, 90.08, 86.94, 89.53 and 90.58 %, respectively. Egg production was significantly lower in 2. group received sodium acetate than the other groups (P^O.Ol). Total average daily feed consumptions of control, 1, 2, 3 and 4. groups were 127.75, 127.34, 128.68, 128.00 and 129.43 g and the feed consumptions for one dosen egg were 1.70, 1.70, 1.78, 1.72 and 1.72 kg, respectively. Feed con sumptions for one dosen egg in 2. group received sodium acetate was higher than the other groups. There were no significant differences in egg weight among groups. -57- Egg breaking strength and egg shell thickness were not statistically affected "by sodium salts during the experiment. At the end of the experiment, blood serum calcium and inorganic phosphorus levels in control, 1, 2, 3 and 4. groups were 37-02, 5-84; 34.72, 5-70; 35-38, 5-63; 32.94, 5.28 and 33-84, 6.28 mg/100 ml, respectively. Blood serum calcium was not affected by sodium salts. Except the last period, blood serum inorganic phosphorus was affected during the other period of the experiment by sodium salts. Blood serum potassium levels was not affected by sodium salts. At the end of the experiment, blood serum sodium and chloride levels in control, 1, 2, 3 and 4. groups were 151.82, 119.73; 153-59, 120.93; 153-05, 119-36; 148.50, 113.74 &nd 146.17, 117-18 mM/L, respectively. At the end of the experi ment, serum sodium levels in group received sodium sulfate and sodium phosphate were significantly lower than that of the other groups. At 29. week and at the end of the experi ment; serum chloride levels were significantly lower in 3« group than the other groups (P^O.01). At the end of the experiment, blood pH in control, 1, 2, 3 and 4. groups were found as 7-32, 7-35> 7-35» 7-36 and 7.34, respectively. The values of base-excess and bicarbonate ion were not significantly different among groups. Blood pH and total carbon dioxide were affect at some periods of the experiment by sodium salts in the rations. It is concluded that egg production and feed efficiency were significantly decreased by added sodium acetate in the -58- rations. There were no significant differences among groups in body weight, feed consumption, egg weight, egg breaking strength, egg shell thickness, blood serum calcium, potassium, blood base-excess and bicarbonate ion levels by sodium salts added to the rations.Item Yumurta tavuklarında kullanılan keten tohumu yağının yumurta kalitesi , yağ asitleri ve kolesterol düzeyine etkileri(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2003) Göncüoğlu, Ebru; Ergün, Ahmet; Hayvansal Üretim